Kimsenin bilmediği ve bilemeyeceği her şeyi taşıyoruz gövdemizde köpüre köpüre. İşte göğsümüzdeki bu boşluğu kızgın bir lav gibi yakıp kavuran bu his. Kaç parçaya ayrıldığını bilmeyen bir yıldızın yağmuru bu ortaya saçılan, ne olduğunu bilmediğimiz renkler..
Bilsem unuturdum bütün renkleri, Bütün hatırlamaları bırakırdım ayak ucuna, kendimi bırakır sen olurdum. Ve hiçbir sesle anlatılamazdı unutmanın sessizliği. Unutmak tahmin edilemez ve bilinmez olan her şeyi saklar gövdesinde.