eskiden şu başlık adı altında içimdeki tüm kırılmışlıkları döker, yeri geldiğinde aralıksız hakaretler eşliğinde rahatlardım. şimdi ise sadece okumaya mecalim oluyor. sanırım insan zamanla öyle bir yerinden kırılıyor ki parçalarını toplarken kırılmaya zamanı kalmıyor...
hani bunu tarif ederken büyük bir üzüntü ya da eksiklik diyemiyorum. düşününce bunun en doğru tanımı boşvermişlik, hissizlik gibi geliyor. bırakın güzel şeyler hissetmeyi çoğunlukla kırılmayı bile hatırlayamıyor, hissedemiyorum. öylesi bir boşvermişlik içinde yuvarlanıp gidiyorum. Ruh mu, tam takır kuru bakırdan hallice işte...