16 temmuz 2017 yeliz koray'ın köşe yazısı

esdemirei
Eski Kocaeli Koz Gazetesi yazarı Yeliz Koray'ın 16 Temmuz 2017 tarihli Yerim Destanınızı başlıklı köşe yazısıdır. Yazı 15 Temmuz 2016 Türkiye Darbe Girişimini geçmiş savaşlarla kıyas yaparak eleştirmektir. Yazının tam hâli şu şekildedir: “1. Dünya Savaşı 4 yıl sürdü. Tekrar ediyorum 4 yıl. Yani 16 mevsim, 208 hafta, bin 460 gün. Kafkas, Kanal, Filistin-Suriye, Çanakkale, Hicaz-Yemen, Makedonya, Galiçya, Romanya Cepheleri açıldı. İtilaf Devletlerinin 42 milyon askerine karşı 2 milyon 850 bin kadardık. Kafkas Cephesi'nde SarıkamışRus ordusundan almak için savaştık. 90 bin asker donarak öldü. Doksan bin asker. Çünkü lojistik destek gelememişti. Zaten açlardı, üşüyerek, uykuya dalarak öldüler. Kimi anasını, kimi sevdiğini hayal ederek uykuya daldı. Bir daha uyanmadılar. Çanakkale Cephesi zafer kazanıldı ama bedeli 500 bin insanın ölümü oldu. 253 bini asker, gerisi sivildi. Tarihçiler, hastalıktan ölenlerin bu sayının iki katı olduğunu söyler. Bir de o dönem üç lisenin mezun veremediğini. Galatasaray, Konya ve İzmir Liseleri. Çünkü elleri silah tutuyordu, çocuklardı, dönmeyi düşünmemişlerdi. Dönemediler, tarihe 'meçhul çocuk asker' olarak geçtiler. Çoğunun ismi de mezarı da yok, Çanakkale'de yatıyorlar. Kurtuluş Savaşı, Doğu Cephesi'nde Ermenilerle Güney Cephesi'nde Fransızlarla savaştık. Doğu Anadolu Bölgesi tamamen kurtarıldı, TBMM resmen tanındı. Maraş, Urfa, Adana ve Sakarya'da zafer kazandık. Fransızları yurttan temizledik. Şehirlerimize; Gazi, Kahraman, Şanlı isimleri verdik. Batı Cephesi daha kanlıydı. 1. ve 2. İnönü, Kütahya-Eskişehir, Sakarya Savaşı yaşandı. Sakarya Savaşı, tarihe en çok subayın şehit olduğu savaş olarak girdi. İtalyanlar Muğla ve Antalya'dan çekildi. Mustafa Kemal Atatürk, Büyük Taarruz'u başlattı. Dumlupınar Meydan Muharebesi'nden sonra 'Ordular ilk hedefiniz Akdeniz ileri' dedi. Yunan ordusu İzmir'e kadar kovalandı, İzmir düşman işgalinden kurtarıldı. Batı Anadolu Bölgesi düşmandan tamamen temizlendi. Konferanslar, kongreler, ateşkesler, anlaşmalar. Kurtuluş Savaşı da 4 yıl sürdü. 16 mevsim, 208 hafta, bin 460 gün. Binlerce şehit verdik. O binlercenin yine iki katından fazlası bulaşıcı hastalıktan öldü. Yıllardır PKK'ya verilen şehitleri saymıyorum bile. Ve 15 Temmuz. 1 gün bile sürmedi. Tekrar ediyorum 24 saat bile değildi; 15 saat sürdü. Limana yanaşan düşman gemilerinden değil, sağ olsun Recep Tayyip Erdoğan'ın 'eniştesi'nden öğrendik. Ama hazırlıksız değildik. Mesela lojistik destek tamdı. Nedense 4 farklı noktada bekletilen uçaklar-helikopterler, 3G bağlantıları, televizyonlar, radyolar. Düşman bu kez ne İngiliz, ne Fransız, ne de Alman'dı. Bir zamanlar yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen, istedikleri her şey verilen 'muhterem hoca efendileri'ydi. Amaç devleti ele geçirmekti ama nedense birkaç tankla darbe yapmaya çıkmışlardı. Her şeyden habersiz, masum erlerle polisi ve vatandaşı karşı karşıya getirdiler. Kardeşi kardeşe kırdırdılar. Kurtuluş yine bizimkilerden; FETÖ'nun kumpas kurduğu Kemalist askerlerden geldi. Ve milletin direnişiyle birlikte darbe püskürtüldü. Sonuç 248 şehit, yüzlerce yaralı. Kısaca evladını beşikte bırakan Nene Hatunlar, kocasını toprağa verip cepheye koşan Kara Fatmalar, çocuk, yaşlı, kadın demeden Atamızın önderliğinde bizlere 19 Mayıs'ı, 23 Nisan'ı, 30 Ağustos'u, 29 Ekim'i bıraktılar. Amma geriye Sarıkamış'ta ölenler için 'halay' çektiğimiz anmalar, 'Yağmur yağıyor çocuklar üşümesin' diye yasaklanan 23 Nisan'lar, her sene hastalık bahanesiyle iptal edilen 19 Mayıs'lar ve güvenlik gerekçesiyle yasaklanan 30 Ağustos'lar kaldı. Velhasıl 'Elin tokadını yemeyen kendi tokadını yumruk sanırmış.' Tarihe altın harflerle yazılan onca zafer, binlerce şehit ve ders alınacak yüzlerce hikâye kalmışken darbenin araştırılmasını istemediğiniz meclis önergeleri, muhterem hoca efendinizi değil de masum askeri karşınıza alarak bastırdığınız afişler, bir türlü temizleyemediğiniz, kovalayamadığınız ve düşmandan kurtaramadığınız vatan varken size de hiçbir güvenlik gerekçesi göstermeden 1 hafta bayram yapmak komik gelmiyor mu? Gelmiyorsa yukarıdaki satırları tekrar okuyun beyler, bayanlar. Destan 3G ile yazılmaz.”

Yazının kaldırıldığı sitenin arşiv linki için: Archive.org
bu başlıktaki tüm entryleri gör