anılar

indim derelerine
Özellikle akşam uyku moduna geçince akla düşer.
Çocukluk gelir , vefat eden aile büyükleri gelir , lise aşkı gelir , çocukluk arkadaşı gelir ,yaşanılan o eski ev gelir.
Uzunca zamandır anılarla yaşıyorum.
monster degree
Arada akla geldiklerinde şöyle bir iç çektirten yaşanmışlıklar. Geçmiş gitmiş şeyler işte neticede.

eski sevgilim işe gitmek için her sabah 06:00'da uyanırdı. ben o dönem çalışmıyordum ve geceleri takılıp öğlenlere kadar da uyuyordum. her gece o uyuduktan sonra ona bir akrostiş yazardım, taslaklarıma kaydederdim. alarmımı onun uyanma saatine kurar ve uyurdum. Sabah alarmım çalar çalmaz da taslaktakini ona gönderir, akabinde uzun uzun çaldırarak uyanmasını sağlar ve mutlu uyandığına emin olduktan sonra huzurla uyumaya devam ederdim.

benden de bir odun yaratabildiler ya, insanoğlu bazı alanlarda gerçekten çok becerikli!
pestenkerani
Zihnin mıntıka alanı. Askerlik yapanlar çok iyi bilirler ki, en yorucu mıntıka temizliği teşrin-i evvel sularında cereyan eder. Kurumuş ve savrulmuş yapraklar, sonbahar ve buna mukabil olmazsa olmaz anılar. Anılar en çok sonbahar mevsiminde zihnimizde mıntıka ihtiyacı duyar. Sıcak iklimlerle ayazlarla arası iyi değildir, anıların.

Ama böyle bir şey de var;

Sonbahar çocukları anılarını mevsim mevsim gezdirir.
ontolojik sancilarimin merhemi
canlandıkları vakit, zamana ve ölçütlere sarılırlar. yalnızlığın içinde kendi duygularına ve içsel algılarına giderek daha da yakınlaşırsın. yakınlaştıkça da rol kesmeye başlarsın. sahte ben ile asıl duygular arasındaki çelişkiyi fark edene dek..