bıraktım ama hala sporum diyorum. özlüyorum.
bazen “ulan yıllarca gittin salona binlerce yumruk yedin yumruk attın. ama bak, bazı ana kuzularının ağzı kapanmıyor, yap bir şeyler, çıktığı deliğe geri dönmek için yalvarana kadar döv şunu, çevir suratını perşembe pazarına ?” dedirten spor.
“istemesek de çevreyle etkileşim halindeyiz. bu devrin en büyük fantazisi münzevi bir yaşam. biri biter diğeri başlar, sakin ol.” diyorum sonra.
ama cidden bardak taştı damlayana acıyorum şimdi. o dayak atma özlemiyle nefreti harmanlayıp sikicem artık o kim olacaksa.
hayır yani gerçekten, insanlar neyine güveniyor ya arkadaşım.
başkasının yumruğunu yemeyen kendi yumruğunu balyoz sanırmış tamam da, illa o balyozla ezsinler mi bebişko suratınızı amk? illa diliniz yanacak da sonra mı akıllanacaksınız.