tum canliligin tek bir atadan tureyip dallanarak bir suru sinif ve tur yaratip simdiki haline geldigini gosteren teori. peygamberi darwindir.
evrim teorisi *
20lik disler, tuylerin diklesmesi, kuyruk sokumu insandaki en buyuk kanitlarindandir.
Neden kanun olmuyor gibi sorular siklikla sorulur. Buradaki teori hipotezle karistirilmamalidir. Teori evrimin nasil oldugunu aciklar. Matematisel olarak formilize edilemeyeceği için asla kanun olmaz.
Selam ve evrim ile.
Neden kanun olmuyor gibi sorular siklikla sorulur. Buradaki teori hipotezle karistirilmamalidir. Teori evrimin nasil oldugunu aciklar. Matematisel olarak formilize edilemeyeceği için asla kanun olmaz.
Selam ve evrim ile.
ben artık düzeltmekten ar ediyorum, insanlar cahilce iddia etmekten haya etmiyorlar bazı hususları. ''evrim teorisi'' demek evrim'in bilimsel olarak ispatlanmadığı ve bilimsel bir gerçeklik taşımadığı demek değildir. ''sicim teorisi de bir teoridir ama bu onun yanlış olduğunu göstermez. evrim teorisi de bilimsel bir gerçektir ve biyoloji biliminin bir konusudur. thoth beni affetsin ''biyoloji bilimi'' derken bir anlatım bozukluğu yaptığımın farkındayım. ''loji'' latince'de ''bilim'' demektir. ama konunun daha net anlaşılması için her yolu deniyorum.
evrim bir silahlanma yarışıdır. teistler yaradılışın kusursuz olduğunu iddia ede dursun, evrim kusursuz değildir. örneğin insanların gezegende ki canlıların hatta gezegenin evrimine bile muktedir olacak kadar ileri bir zekası, alet yapmaya el verişli elleri varken bir kartal gibi pençeleri ve kanatları yoktur. bir akrep'in saldırı için zehri ve savunma için küçüklüğü varken, bir boğa gibi caydırıcı boynuzları yoktur. bir aslan'ın çevikliği ve dişleri varken ne bir primat'ın zekasına ne de kanatlara sahip değildir.
evrim mükkemel olmadığı için bütün canlılar savunma ve saldırı için belli yönlerini geliştirebilmişken belli yanlarını eksik bırakmak zorunda kalmışlardır. bu silahlar içinde yüklü ödemeler yaparlar. bir akrep zehrini kullandıktan sonra üç gün kendine gelemez. kuşların havada özgürce uçmaları aslında hiç de romantik bir olay değildir kuşlar için. yüksek bir enerji sarfiyatı gerektirir bu eylemsellikleri.
dinozorlar'ın evrimi ve bizim evrimimiz hakkında çok ilginç bir benzeşlik yapmak istiyorum. dinozorlar yer yüzü sahnesinde ilk ortaya çıktıklarında bir sincap küçüklüğünde hayvanlardı. evrimsel biyoloji kronolojisinde kısa denebilecek bir sürede besin zincirinin tepesine oturdular. bir rakipleri olmadığı için alabildiğine büyüdüler. bir süre sonra hem büyüdüler hem uçtular. tanrı'ya inanmasam da tabiatın evrim üzerinde açıklıyamadığım bir şuuru olduğu mutlaktır. çok yanlış bilinen konulardan biri deo ünlü göktaşıyla dinozorların soylarının tükendiğidir. oysa neredeyse dinozorların öz be öz torunları her gün sofranızdadır. tavuklar dinozorların kuzenleri değil bire bir torunlarıdır.
peki bu nasıl oluyor? evrim sürecinde bir grup dinozor silahlanma olarak büyümeyi seçerken, bir grup dinozorsa küçülmeyi seçmiştir. daha ortada memeliler yok. (benim bir teorim de dinozorların lanet olsun meme olmayan dünya'ya deyip toplu intihar ettikleridir.)
işte göktaşından sonra alt üst olan dünya'da sadece bir mağra'ya sığıp saklanabilecek küçüklükte ki canlılar sağ kalmıştır.
dinozorlar'dan sonra evrim silahlanmasını en fütursuz yapan canlı insan türüdür. felçli sanatçımız ibrahim tatlıses'in de dediği gibi allah bizim de cezamızı yakın zamanda verecektir.
evrim bir silahlanma yarışıdır. teistler yaradılışın kusursuz olduğunu iddia ede dursun, evrim kusursuz değildir. örneğin insanların gezegende ki canlıların hatta gezegenin evrimine bile muktedir olacak kadar ileri bir zekası, alet yapmaya el verişli elleri varken bir kartal gibi pençeleri ve kanatları yoktur. bir akrep'in saldırı için zehri ve savunma için küçüklüğü varken, bir boğa gibi caydırıcı boynuzları yoktur. bir aslan'ın çevikliği ve dişleri varken ne bir primat'ın zekasına ne de kanatlara sahip değildir.
evrim mükkemel olmadığı için bütün canlılar savunma ve saldırı için belli yönlerini geliştirebilmişken belli yanlarını eksik bırakmak zorunda kalmışlardır. bu silahlar içinde yüklü ödemeler yaparlar. bir akrep zehrini kullandıktan sonra üç gün kendine gelemez. kuşların havada özgürce uçmaları aslında hiç de romantik bir olay değildir kuşlar için. yüksek bir enerji sarfiyatı gerektirir bu eylemsellikleri.
dinozorlar'ın evrimi ve bizim evrimimiz hakkında çok ilginç bir benzeşlik yapmak istiyorum. dinozorlar yer yüzü sahnesinde ilk ortaya çıktıklarında bir sincap küçüklüğünde hayvanlardı. evrimsel biyoloji kronolojisinde kısa denebilecek bir sürede besin zincirinin tepesine oturdular. bir rakipleri olmadığı için alabildiğine büyüdüler. bir süre sonra hem büyüdüler hem uçtular. tanrı'ya inanmasam da tabiatın evrim üzerinde açıklıyamadığım bir şuuru olduğu mutlaktır. çok yanlış bilinen konulardan biri deo ünlü göktaşıyla dinozorların soylarının tükendiğidir. oysa neredeyse dinozorların öz be öz torunları her gün sofranızdadır. tavuklar dinozorların kuzenleri değil bire bir torunlarıdır.
peki bu nasıl oluyor? evrim sürecinde bir grup dinozor silahlanma olarak büyümeyi seçerken, bir grup dinozorsa küçülmeyi seçmiştir. daha ortada memeliler yok. (benim bir teorim de dinozorların lanet olsun meme olmayan dünya'ya deyip toplu intihar ettikleridir.)
işte göktaşından sonra alt üst olan dünya'da sadece bir mağra'ya sığıp saklanabilecek küçüklükte ki canlılar sağ kalmıştır.
dinozorlar'dan sonra evrim silahlanmasını en fütursuz yapan canlı insan türüdür. felçli sanatçımız ibrahim tatlıses'in de dediği gibi allah bizim de cezamızı yakın zamanda verecektir.
insan maymun'dan geldi'' önermesi bugüne kadar duyduğum en aptalca cümledir. gerçi bazı iyi niyetli evrimci arkadaşlar ''insan maymun'dan gelmedi dostum, sadece maymun'la ortak ataları var'' diyor. bu daha da aptalca bir önermedir.
çünkü insan hala maymun'dur. bunu sosyolojik veya aristo gibi felsefi bir önerme olarak söylemiyorum. evrimsel antropoloji açısından bu böyledir.
kurt, tilki, ev köpeği, vb. hayvanlar familya olarak ''köpek giller'' olarak geçer.
aslan, kaplan, çıta, ev kedisi vb. hayvanlar familya olarak ''kedi giller'' olarak anılır.
şempanze, goril, şebek, insan vb. hayvanlar da ''maymunlar'' olarak isimlendirilir.
üzgünüm ama bu böyle. işin aslına bakacak neden üzgün olayım ya, üzülseniz de sevinseniz de bu böyledir. yapacak bir şey yok.
çünkü insan hala maymun'dur. bunu sosyolojik veya aristo gibi felsefi bir önerme olarak söylemiyorum. evrimsel antropoloji açısından bu böyledir.
kurt, tilki, ev köpeği, vb. hayvanlar familya olarak ''köpek giller'' olarak geçer.
aslan, kaplan, çıta, ev kedisi vb. hayvanlar familya olarak ''kedi giller'' olarak anılır.
şempanze, goril, şebek, insan vb. hayvanlar da ''maymunlar'' olarak isimlendirilir.
üzgünüm ama bu böyle. işin aslına bakacak neden üzgün olayım ya, üzülseniz de sevinseniz de bu böyledir. yapacak bir şey yok.
24 Kasım 1859'da İngiliz doğa bilimci Charles Darwin'in yayınladığı Türlerin Kökeni adlı kitapta geçen, modern bilimde açtığı çığırla insanlar olarak dünyadaki yerimizi sorgulamamıza neden olan bir teori.