hz. musa

turuncu gemi
eskiden semavi dinleri, pagan dinlerin evrim geçirmiş hali olarak görür saygı duyardım. ama artık semavi dinleri, paganizmin çok kaba bir defarmasyonu olarak niteliyorum.

musa kıssasını ele alalım. kutsal kitaplarda geçen hali zaten çok kişinin malumudur. ama aslında musa, rab'la allah'la ilgisi olmayan bir halk önderidir. firavunun sarayında, muktedirin evlatlığı ve baş veziri olarak yükselmiş bir adamdır. ama ezilen kölelerle, egemen aristokrasi arasındaki çelişki beynini kemiriyordur. bir süre safını kölelerden yana seçerek onları kurtuluşa ulaştırmıştır.

elindeki asa ile kızıl denizi falan yarmamıştır. bu öykünün aslını anlatmak isterim. musa gençliğinde bütün nil deltasında köleleri denetleyen bir saray amiridir. kızıldeniz belli yıl döngüleri arasında yaya olarak geçilecek kadar çekilir. musa bunu çok iyi bilip hesapladığı için halkını güven içinde yaşayacakları topraklara ulaştırmıştır.

kurtuluş allahta, rab'da değil, müsbet bilimlerde ve insan sevgisindedir.