aslında hepimizin içinde bir yerlerde, karanlıklarımızda saklı kalarak nadiren dışa vurduğumuz bir olgudur anti kahramanlık. hatta kim söylemiş şimdi hatırlamıyorum da "kahramanlar masallarda olur, roman ve gerçek hayatlar anti kahramanlara uygundur." cümlesi oldukça naif ve özgün bir şekilde açıklıyor bu kavramı.
yakınlarımızı sürekli severek koruyamıyoruz mesela. sevgi kadar hem maddi hem de manevi güce, korkuya hatta zaman zaman nefrete bile ihtiyacımız olabiliyor ki en naiflerimizin bile sevdiklerimizi tehlikede olduğunu hissettiğimiz anda yapmayacağımız şey yoktur.
aklımdayken;
james dean'in şu cümlesi anti kahramanların tümü için geçerli hayat felsefesi gibi sanki.
"sonsuza dek yaşayacakmıış gibi hayal kur bugün ölecekmiş gibi yaşa."
hasılı hepimizin hayranı olduğu bir anti kahraman mutlaka vardır. diyorum. itiraf etsek de, kendimize saklasak da.
benimkisi malumunuz
dıgıl dıgıl
yakınlarımızı sürekli severek koruyamıyoruz mesela. sevgi kadar hem maddi hem de manevi güce, korkuya hatta zaman zaman nefrete bile ihtiyacımız olabiliyor ki en naiflerimizin bile sevdiklerimizi tehlikede olduğunu hissettiğimiz anda yapmayacağımız şey yoktur.
aklımdayken;
james dean'in şu cümlesi anti kahramanların tümü için geçerli hayat felsefesi gibi sanki.
"sonsuza dek yaşayacakmıış gibi hayal kur bugün ölecekmiş gibi yaşa."
hasılı hepimizin hayranı olduğu bir anti kahraman mutlaka vardır. diyorum. itiraf etsek de, kendimize saklasak da.
benimkisi malumunuz
dıgıl dıgıl