1 Nisan 1937 doğumlu,asıl adı Yılmaz Pütün olan,türk sinemasının en büyük jönlerinden biridir.
1959 yılında Atıf Yılmaz'ın yönetmenliğini yaptığı "Bu Vatanın Çocukları" ve "Alageyik" isimli filmlerin hem senaryosunu yazdı, hem de bu fimlerde rol aldı. Bunun dışında "Karacaoğlan'ın Karasevdası"nda da yönetmen yardımcılığı görevini üstlendi.
Beni en etkileyen filmi Nebahat Çehre'nin başına konan bardağı gerçek bir tüfek ve mermi kullanarak vurduğu Eşref Paşalı filmidir.
Yıl: 1966… Yer: Nazım Kalkavan'ın Beylerbeyi'ndeki Yalısıdır… Filmin harici bir gece sahnesi yalının bahçesinde çekilmektedir. İçkili Yılmaz Güney bu sahnede Nebahat Çehre'nin başı üzerine bir bardak koyup tüfeğini ateşleyecektir. Ancak bardağı hakiki bir mermiyle vurmak niyetindedir.
Filmin yönetmeni Erdoğan Tokatlı, Yılmaz Güney'in bu çılgın tavrına karşı çıkar. Tokatlı, Güney'e “Hayır olmaz! Karını öldürmeye mi niyetlisin?” diyecektir.
Ancak Yılmaz Güney'i kararından vazgeçiremez, döndüremez. Ölümle yaşam arasında gidip gelen Nebahat Çehre bir kurbanlık koyun gibi başının üzerinde bardak kaderini bekler. Yılmaz Güney spot lambalarının aydınlığında yirmi metre öteden silâhını doğrultup tetiğe basar. Tek bir kurşunla bardak tuzla buz olmuştur. Kıl payı ölümden dönen Nebahat Çehre korkunç olaydan sonra sinirsel bir boşalmayla Yılmaz Güney'e sarılarak ağlamıştır.
1959 yılında Atıf Yılmaz'ın yönetmenliğini yaptığı "Bu Vatanın Çocukları" ve "Alageyik" isimli filmlerin hem senaryosunu yazdı, hem de bu fimlerde rol aldı. Bunun dışında "Karacaoğlan'ın Karasevdası"nda da yönetmen yardımcılığı görevini üstlendi.
Beni en etkileyen filmi Nebahat Çehre'nin başına konan bardağı gerçek bir tüfek ve mermi kullanarak vurduğu Eşref Paşalı filmidir.
Yıl: 1966… Yer: Nazım Kalkavan'ın Beylerbeyi'ndeki Yalısıdır… Filmin harici bir gece sahnesi yalının bahçesinde çekilmektedir. İçkili Yılmaz Güney bu sahnede Nebahat Çehre'nin başı üzerine bir bardak koyup tüfeğini ateşleyecektir. Ancak bardağı hakiki bir mermiyle vurmak niyetindedir.
Filmin yönetmeni Erdoğan Tokatlı, Yılmaz Güney'in bu çılgın tavrına karşı çıkar. Tokatlı, Güney'e “Hayır olmaz! Karını öldürmeye mi niyetlisin?” diyecektir.
Ancak Yılmaz Güney'i kararından vazgeçiremez, döndüremez. Ölümle yaşam arasında gidip gelen Nebahat Çehre bir kurbanlık koyun gibi başının üzerinde bardak kaderini bekler. Yılmaz Güney spot lambalarının aydınlığında yirmi metre öteden silâhını doğrultup tetiğe basar. Tek bir kurşunla bardak tuzla buz olmuştur. Kıl payı ölümden dönen Nebahat Çehre korkunç olaydan sonra sinirsel bir boşalmayla Yılmaz Güney'e sarılarak ağlamıştır.