bizim ali

dirsegi iskemleye dayali
okulu küçük bir okul olmasına rağmen sıralarda üçerli hatta dörderli oturmak zorunda kalırlarmış. kavgacı yapısı okulda saygınlık kazanmasına yol açmış Ali'nin. sınıfta kendisi ile çete oluşturmak isteyen iki arkadaşı ile birlikte bir anda sınıfta 'abi' diye anılır olmuşlar. 'baya sınıf arkadaşların sana abi mi diyordu lan?' diye sorduğumuzda, 'çocuklar korkmuşlar olum işte, bende anlamamıştım neden dediklerini ama hoşuma gidiyordu' diyor. bir süre sonra, yerli malı haftasında , annesi eline börek pasta sıkıştırmış, hoca zorunlu tutmuş yemek getirmeyi. Fakat artık o kadar havaya girmiş ki Ali, yolda gördüğü çocuklara dağıtıp annesinin hazırladığı yemekleri, okula eli boş gitmiş. öğretmeninden fırça yese de, arkadaşları kermes saati hürmette kusur etmemiş karnını doyurmuşlar. hocası bu duruma pek kızsa da, Ali'nin umrunda olmamış. hazır ders yok diye, karşı sınıf ile maç organize etmiş hemen. o gün sınıflar arası maçta da iki oğlanı tokatlamış Ali. çetesi de racondandır diye kavga sonrası maçı bırakıp öfkeli Ali'nin yanına çökmüş maçı yarıda bırakmışlar. 'tenefüse kadar herkes benimle ilgilendi o gün, çocukları nasıl dövdüğüm, kavgayı görmeyen herkese anlatıldı' diyor. Anlatırken gururlanıyor, kaç yaşından bahsettiğinin farkında bile değil. yüzünde gururlu bir gülümseme var. 'İnsan bununla gurulanır mı lan?' diyemiyorsun, yüzündeki ifadeleri gördükçe.

bisiklete binmeyi öğreniyor sonraları. mahallede fink atıyor iki tekerli bisikletiyle. kızların balkonlarının altından falan geçiyor, onlara poz kesiyor, ayağa kalkıp sürüyor bisikleti. iki elini bırakmaya götü yemediği için, tek elini bırakarak sürüyor bisikletini. Böyle böyle epey zaman hükümranlığı sürüyor akranları arasında. Kavgası, gürültüsü, eve gelen şikayetçisi hiç bitmiyor neredeyse. her gün ayrı bir vukuat anlayacağınız. Ta ki babası taşınacakları günü haber verene kadar sürüyor gururlu günleri. Mahalleden ayrılacaklar artık. ikinci sınıfı o muhitin o okulunda bitiriyor. anlayacağınız iki yıl hükmetmiş dünyasına veya dünyaya. 'oradan ayrılırken üzüldüm mü? hatırlamıyorum' diyor Ali.

Daha yoksul bir mahalleye taşınıyorlar. Fakat kendi gururlu zamanlarının geçtiği bölgeye çok uzak burası. kimseyi tanımıyor, etmiyor. Haliyle okulunu da değiştirmek durumunda kalıyorlar. Evi daha taşraya taşısalar da, gelir düzeyi yüksek olan bir bölgenin okuluna yazdırılıyor abisi ile birlikte. annesi onların iyi bir eğitim almalarını hep ön planda tutuyor. servisle gidip gelecekler okula. aile durumlarının farkında değil tabi, onun derdi yeni yerde kendine nasıl alan yaratacağında. Gözlemlemesi gereken bir sürü yeni şey olacak, her şey değişecek bunu biliyor ve korkuyor.
bu başlıktaki tüm entryleri gör