ceo

matarama su ko
holding tarzı kurumsal yönetişim (corporate governance) gerektiren şirketlere mahsus bir unvandır ama pek çok havalı unvan gibi bu da güzel ülkemizde, 3 kişi çalıştıran firmalar tarafından bile kullanılmaktadır.

ceo ne şirketin sahibi (hakim hissedarı) ne de genel müdürü (ticari vekil) olur. yönetim kurulu başkanı dahi değildir.

şirketlerde genel kurul yılda bir kere toplanır. en genel kararları alır, kuralları koyar. gündelik işlere bakan icraat organı ise yönetim kuruludur. fakat bazı şirketlerde o kadar geniş bir faaliyet alanı vardır ki yönetim kurulu da gündelik işlere bakmaktan çok ancak gündelik şirket politikasını belirleyebilmekte, o politikaları uygulamaya geçirmek daha da ihtisaslaşmış olan icra kuruluna düşmektedir. aynı anda 50 bin kişi çalıştıran oluşumlardan söz ediyoruz.

işte ceo dediğimiz kişi o icra kuruluna (ya da icra kurullarına) başkanlık ederek yönetim kuruluna hesap veren kişidir. yönetim kurulu da ceo'nun sağladığı eşgüdüm sayesinde yürüttüğü politikaların sonuçlarını faaliyet raporu haline getirip genel kurula sunar. genel kurulu oluşturan hissedarlar "aferin iyi gidiyorsunuz" derse yönetim kurulu da muhtemelen işlerini söz konusu ceo'ya yaptırmaya devam eder.

ceo'ya maaş ve yan haklara ilave olarak şirketten hisse verilebilir. temettü verilebilir. ama bu kişi şirketin sahibi değildir. yönetim kurulu başkanı da değildir.

murahhas üyeyi de bazen ceo zannederler. hayır. eğer şirketin yönetim kurulu başkanı aynı zamanda genel müdür (ticari vekil) gücüne sahipse yani tek başına attığı imzayla tüzel kişilik adına üçüncü kişilerle her tür işlemi yapabilecek güçteyse ona murahhas aza denir. işte onlar genelde aynı zamanda şirketin hakim hissedarı olur. cem boyner gibi.

ceo'nun da imza yetkisi çok geniştir ama şirket içinde çok güçlüdür. şirketi dışarı bağlayacak her konuda işlem yapabildiği pek görülmez. atom karıncadır sonuçta o. "baba" değildir.