özgün adıyla "gender trouble: feminism and the subversion of identity" yani "cinsiyet(toplumsal cinsiyet aslında) belası: feminizm ve kimliğin altüst edilmesi" isimli 1990 yılında yayımlanan bir Judith Butler kitabı.
Judith Butler toplumsal cinsiyetin anlamını kendi pratiğinin önvarsayımlarıyla sınırlandıran her feminist kuramın aslında feminizmin içinde dışlayıcı cinsiyet normları oluşturduğunu ve bunun da homofobik sonuçlar doğurduğuna inan bir kuramcı olarak toplumsal cinsiyet için bir imkan sahası yaratmak ve bunu dikte etmeksizin yapmak amacıyla bu metni yazmıştır.
cinsiyetin doğallığını sorgulayan yönüyle cinsiyetin performatif yönüne dair birçok sav vardı metinde. bununla birlikte yeni yeni feminizm okumaları yapan kişiler için de birçok referansın olduğu, kitabın 1999 baskısında yazmış olduğu önsöz ile de kitabı yazdıktan sonraki 9 sene içerisinde ve dahi öncesinde çalışma yapmış birçok kuramcıya atıfta bulunuyor ve görüşlerini birçok yapıcı yönden eleştiriyor.
Kitabın geri kalan kısmında da ana ve alt başlıklarla birlikte
cinsiyetin, toplumsal cinsiyetin ve arzunun öznelerini, feminizmin politiğe bakan yönünü, Freud'un gender melankolisinden, Foucault'a birçok şeyi okuyucuya sunuyor.
Tek eleştireceğim nokta dilinin zorluğudur. Gerçekten tüketimi kolay olmayan bir kitap.
Judith Butler toplumsal cinsiyetin anlamını kendi pratiğinin önvarsayımlarıyla sınırlandıran her feminist kuramın aslında feminizmin içinde dışlayıcı cinsiyet normları oluşturduğunu ve bunun da homofobik sonuçlar doğurduğuna inan bir kuramcı olarak toplumsal cinsiyet için bir imkan sahası yaratmak ve bunu dikte etmeksizin yapmak amacıyla bu metni yazmıştır.
cinsiyetin doğallığını sorgulayan yönüyle cinsiyetin performatif yönüne dair birçok sav vardı metinde. bununla birlikte yeni yeni feminizm okumaları yapan kişiler için de birçok referansın olduğu, kitabın 1999 baskısında yazmış olduğu önsöz ile de kitabı yazdıktan sonraki 9 sene içerisinde ve dahi öncesinde çalışma yapmış birçok kuramcıya atıfta bulunuyor ve görüşlerini birçok yapıcı yönden eleştiriyor.
Kitabın geri kalan kısmında da ana ve alt başlıklarla birlikte
cinsiyetin, toplumsal cinsiyetin ve arzunun öznelerini, feminizmin politiğe bakan yönünü, Freud'un gender melankolisinden, Foucault'a birçok şeyi okuyucuya sunuyor.
Tek eleştireceğim nokta dilinin zorluğudur. Gerçekten tüketimi kolay olmayan bir kitap.