bir kemal tahir romanıdır.
gerçekçi tavrıyla, yöreye özgü anlatımıyla kendine bağlayan bir eser olmuş. bel altı anlatımıyla da kimi zaman güldüren kimi zaman da şaşkınlıkla çevreleyen bir mizahi anlatıma sahiptir. dönemin koşullarının ne derece ağır ve meşakkatli olduğunu ilk elden öğreniyoruz. yazarın üslubu da öyle içten öyle hoş bir anlatıma sahip ki okurken kendinizi dönemin bir kahramanıymış gibi hissediyorsunuz ve orada bulunan biri edasıyla kulak kabartıyorsunuz. dolayısıyla eserin gerçekçi anlatımı da bir açıdan kemal tahir'in çorum mahpusanesinde geçirdiği günlerden kaynaklanmaktadır ve eserde kendini kitaplı casus olarak tanıtmaktadır ve kitap birçok müsveddenin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuştur ve yazar tamamlayamadan vefat etmiştir.
kitapta yazdığı kadarıyla;
s. 87
"not: dam'a anadolu'da hem mahpusane, hem de ahır; bazan 'mahpus damı' da denir. damağası 'mahpushaneyi soyan azılı haydut' demektir.
ek: "panait istrati, bir romanını -boydan boya bir veremliden dinlediği için-, 'iyi veya kötü bütün veremlilere' ithaf etmiş. ben bu romanda yazılanları mahpuslarla beraber yaşadım. fakat hamdolsun hiçbir zaman panait istrati kadar yufka yürekli değilim. iyi veya kötü diyemem! ben kitabımı, sadece, bütün dünyadaki namuslu mahpuslara, -bilhassa bayat nahiyesinin pınar köyünden tablabaş oğlu mustafa yıldız'a- ithaf ediyorum." kemal tahir
gerçekçi tavrıyla, yöreye özgü anlatımıyla kendine bağlayan bir eser olmuş. bel altı anlatımıyla da kimi zaman güldüren kimi zaman da şaşkınlıkla çevreleyen bir mizahi anlatıma sahiptir. dönemin koşullarının ne derece ağır ve meşakkatli olduğunu ilk elden öğreniyoruz. yazarın üslubu da öyle içten öyle hoş bir anlatıma sahip ki okurken kendinizi dönemin bir kahramanıymış gibi hissediyorsunuz ve orada bulunan biri edasıyla kulak kabartıyorsunuz. dolayısıyla eserin gerçekçi anlatımı da bir açıdan kemal tahir'in çorum mahpusanesinde geçirdiği günlerden kaynaklanmaktadır ve eserde kendini kitaplı casus olarak tanıtmaktadır ve kitap birçok müsveddenin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuştur ve yazar tamamlayamadan vefat etmiştir.
kitapta yazdığı kadarıyla;
s. 87
"not: dam'a anadolu'da hem mahpusane, hem de ahır; bazan 'mahpus damı' da denir. damağası 'mahpushaneyi soyan azılı haydut' demektir.
ek: "panait istrati, bir romanını -boydan boya bir veremliden dinlediği için-, 'iyi veya kötü bütün veremlilere' ithaf etmiş. ben bu romanda yazılanları mahpuslarla beraber yaşadım. fakat hamdolsun hiçbir zaman panait istrati kadar yufka yürekli değilim. iyi veya kötü diyemem! ben kitabımı, sadece, bütün dünyadaki namuslu mahpuslara, -bilhassa bayat nahiyesinin pınar köyünden tablabaş oğlu mustafa yıldız'a- ithaf ediyorum." kemal tahir