bir yanda tarihe takılı kalmış, kökten öteye geçemeyen bir adam var. diğer yanda en büyük ve tek olmaya bağımlılık kazanmış tersini kabul etmek yerine en zoru kullanmaktan çekinmeyecek bir adam var. bir yanda da tüm bunlara karşı gelmeye çalışan ama yerinde saymaktan öte gidemeyen, şikayet ettiği şeyleri aslında kendisi yapan bir adam var.
çoğunlukla da sadece para almak ve daha çok maaş almak için ''ne söyleceklerine'' karar veren yine birkaç adam da böyle beka, çapulcu, zillet gibi söz oyunlarını bunlara iletiyor ve insanları oyaladıklarını zannediyor.
birkaç adam tartışıyor ve yarışıyor aslında önemli olan insanlar ise onların yarışının cefasını çekiyor işte. kimse de çıkıp hesap soramıyor. oturuyoruz evde reklamları izliyoruz. galiba bu seçim yine aynı şeyleri izleyeceğiz.