Girenin çıkanın belli olmadığı, karmaşık durum ve yerleri ifade etmek için kullanılan bir deyim ve adını şuradan alıyormuş.
1860'lı yıllarda taksim'de ulaşım tramvay ve atlı faytonlarla yapılıyormuş. tramvayların çıkmaya zorlandıkları yokuşlarda tramvaya atlar koşulurmuş. bu atlar dinlenmek için ermeni bir vatandaş olan dingo'nun bekçiliğini yaptığı ahıra götürülürlermiş. ahıra atların ne zaman geleceği belli olmadığı için ahır sürekli açıkmış. ahıra atlar sürekli girip çıkarlarmış. işte dingonun ahırı tabiri oradan geliyormuş.