dünyanın sonu nasıl gelir
Dünyanın sonunun gelmesi için bir çok sebep bulunmakta. Önce gelişmiş zengin bir kaç ülkeye bakıyorsunuz. İsrafın ne düzeyde olduğunu görüyorsunuz. Daha sonra fakir ve gelişmemiş bir kaç ülkeye bakıyorsunuz. Açlıktan ölen, susuzluktan hastalanan çocukları görüyorsunuz. Bence bu dünyanın sonu olması için büyük bir sebep. (bkz:bitse de gitsek)
Tibet kırsalında anlatılan bir hikâyeye Göre Nirvanaya ulaşan ruhlar sevdiklerine kavuşmak için gözyaşı dökecek, samsara yaşayan kötü ruhlar fırtınaya dönüşüp fırtına göz yaşlarına karışarak, dünya sular altında kalacaktır. Nirvanaya varmış ve varan tüm ruhlar, ay ışığından saçlarını taramak için, dünya su kütlesini ayna olarak kullanacaklar. Tibet kırsalında durum bu, şimdi de mezopotamya'nın çıplak dağlarına geçelim.
Nemrut dağında bulunan baş heykellerinin ikisi batıya, diğer ikisi de doğuya bakar. İşte doğuya bakan başlar kuzeye, batıya bakan başlar güneye döndüğü zaman, yerin orta yerinden bir ateş fışkırarak göğü delecek, delinen gökten güneş parça parça düşecektir.
Moğol bozkırlarında yaşayan yerleşik halkın anlattığına göre, Cengiz han (Temuçin) kayıp mezarından dirilerek ordusunu toplayacak ve tüm dünyayı ateşe verecektir. Ateş o kadar görkemli ve şiddetli olacak ki, han ve ordusu ateşe cehennem odunu olacaktır.
Arabistan bedevilerine göre durum biraz fantastik. Şöyle ki; inanışa göre dünyanın altında buzağı ve balık var. Buzağı balığı yemeye çalışacak ve dünyanın terazisi bozularak yerle bir olacaktır. Hatta yerel halka göre tam ifade şu: kûn fe yekûn. Şimdi ilahiyatçı abiler diyecek ki, iyi de bu, ol der olur anlamına gelen kur'ân âyeti. Tamam da güzel abicim, bunlar yapıcı değil, bu adamlar yıkıcı ve infilak edici.
İnka, Meksika, Eskimolar, Hindistan dolayları, güney ve latin Amerika, İskandinavya beldelerindeki inanışları ilerki zamanlarda yazarım. Şimdilik bu kadar.
Nemrut dağında bulunan baş heykellerinin ikisi batıya, diğer ikisi de doğuya bakar. İşte doğuya bakan başlar kuzeye, batıya bakan başlar güneye döndüğü zaman, yerin orta yerinden bir ateş fışkırarak göğü delecek, delinen gökten güneş parça parça düşecektir.
Moğol bozkırlarında yaşayan yerleşik halkın anlattığına göre, Cengiz han (Temuçin) kayıp mezarından dirilerek ordusunu toplayacak ve tüm dünyayı ateşe verecektir. Ateş o kadar görkemli ve şiddetli olacak ki, han ve ordusu ateşe cehennem odunu olacaktır.
Arabistan bedevilerine göre durum biraz fantastik. Şöyle ki; inanışa göre dünyanın altında buzağı ve balık var. Buzağı balığı yemeye çalışacak ve dünyanın terazisi bozularak yerle bir olacaktır. Hatta yerel halka göre tam ifade şu: kûn fe yekûn. Şimdi ilahiyatçı abiler diyecek ki, iyi de bu, ol der olur anlamına gelen kur'ân âyeti. Tamam da güzel abicim, bunlar yapıcı değil, bu adamlar yıkıcı ve infilak edici.
İnka, Meksika, Eskimolar, Hindistan dolayları, güney ve latin Amerika, İskandinavya beldelerindeki inanışları ilerki zamanlarda yazarım. Şimdilik bu kadar.