düşünceler andan koparırlar. duşun altında suyun sıcaklığını üşütürse ta da yakarsa hissedersiniz ancak. etrafınızı saran şeylerin güzelliği ya da çirkinliği gözünüze görünmez. anın tadını, seçenekleri idrak edemezsiniz. düşünceler hayatın kolonları ile ilgili olursa depresyonu kalıcı hale getirir. oyalanmalara gönül veremeyecek derecede meşgul, aynı oranda dışarıdan tembel görünürsünüz.
düşünceler
düşünceler vesilesiyle toplumun içinde oluşan bütünleşmelerin getirdiği ayrışmaları da dikkate almak gerekli. oluşan kitleler kendi taraflarını oluşturduktan sonra açıkça görülebilecek etkileşimlere girmeye başlar. düşünceler zihin kaplarından çıkıp artık dev birer organizma olan kitleleri yönlendirmeye başladığında hiç de masum olarak kaldığından bahsedemiyoruz. bahsettiğiniz bireysel anlamda paylaşımın özelliklerinden olan düşüncelerini karşı tarafa kabul ettirme isteği artık alev alev yanan bir tutkuya dönüşmüş oluyor. insanın fikirsel boyuttan çabucak kişilik boyutuna yönelebilen zayıf karakteri sonucu ortaya koydukları davranışın etkileri toplumsal boyutta önyargılardan örülmüş bir ideoloji sayesinde yaşanır. olası sonuçları günümüzde rahatça görebiliyoruz.
düşüncelerin aslında ne kadar etkili ve tehlikeli olduğuna değindikten sonra düşüncenin oluştuğu an ile eylem arasındaki tampon bölge olan niyet kavramını da irdelemek gerekir. düşünceler oluştuktan sonra yargıya dönüştükleri gibi aynı zamanda niyete de dönüşürler. yargı duruşu belirler iken düşüncenin eyleme geçişinde aslen niyetin varlığından bahsetmek gerekir.
düşüncelerin aslında ne kadar etkili ve tehlikeli olduğuna değindikten sonra düşüncenin oluştuğu an ile eylem arasındaki tampon bölge olan niyet kavramını da irdelemek gerekir. düşünceler oluştuktan sonra yargıya dönüştükleri gibi aynı zamanda niyete de dönüşürler. yargı duruşu belirler iken düşüncenin eyleme geçişinde aslen niyetin varlığından bahsetmek gerekir.