evde kedi beslemek

turuncu gemi
bugün kedisi olan bir arkadaşımı ziyarete gittim. arkadaşımın 2 de papağan cinsi kuşu var. kediyle beraber uyuyup kalıyorlarmış. geçen günlerde papağanın biri uyurken kedisinin kulaklarını ısırmış ve kedi buna sadece ağlayarak tepki göstermiş.

benim kedimse duvarın boyumun yetişeceği en yüksek yere kafesini astığım kuşumu yemek için perdeyi tarzan gibi kullanarak atlıyor. allahtan daha o kadar bir tarzan değil eşşeolu eşek.
neyse allahtan benim kedimin içinde devrimci bir öfke ve zeka var diye avutmak istedim kendimi. ama bu saçma avuntum kısa sürdü. kendisini sakinleştirmek için yoga öğretmek isterdim fakat ben de bilmiyorum o naneyi.
turuncu gemi
iki günlük bir kedi babasıyım artık. başta kendim olmak üzere bütün hayvanları çok severim aslında. ama evde beslenmelerine her zaman karşı çıkmışımdır. evde hayvan besleme işini onların doğasına aykırı bulmaktayım. sağolsun mersin belediyesi son yıllarda benim evimden daha güzel ve konforlu kedi evleri yaptı kentin her yerine. bu tür girişimlere güç vererek sevimli dostlarımızla dayanışmamızı büyütebiliriz.
fakat dün asla kıramayacağım ortanca yeğenim elinde bir yaşındaki kedisiyle geldi. dükkanını devir etmiş orada bakıyordu bir yıldır kedisine. annesi babası evde istememiş. ver bana lan dedim elime mi yapışacak. muhtemelen yapıştı.
kap kara sevimsiz bir şey bu kedi. adı gece. ben iki gündür ''kedi'' diye sesleniyorum kendisine adını öğrendi. iki günlük kedi babası olmaktan çıkarttığım sonuç kesinlikle bizimle nefret veya sevgi ilişkileri yok. sadece kendilerine daha fazla yemek vermemiz için türlü numaralar geliştirmişler. daha önce uzun yıllar köpek de beslemiş biri olarak söyleyebilirim ki köpekler bizi severler.

bundan yıllar evvel en büyük yeğenim golden cinsi bir köpek almıştı. yine 1 hafta baktıktan sonra annesi isyan bayrağını çekti. onun için de ''ver kızım bana elime mi yapışacak'' demiştim. elime değil, kalbimin ve ciğerimin her yerine yapışmıştı. uzun bir uykuya dalalı yıllar oldu, hala etimden, tenimden çıkmadı acısı.
evde bir de kuşum var. onu da 6 yaşındaki yeğenim itelemişti. fakat hala evin en ilginç hayvanı benim. girişler biletsiz, herkesi beklerim.

şimdi kedi besleyen dostlarıma bazı sorularım var. bu hayvan bana yemek yedirmiyor. dün gece masama ve kucağıma atladı defalarca. kendisini mutfaktan çıkartıp kapıyı kapadım. sinirinden halıyı ve kapıyı tırmalıyordu. bu hal normal bir hal midir?
bir de kedi maması yemiyor bu hayvan doğru dürüst. bugün ona bim'den salam ve sosis aldım verdim. zararı olur mu bu tür yiyeceklerin?
hope is gone
Kedilerle aram pek iyi olmadığından mütevellit yanaşamayacağım durum.

Kedi besleyen insanların evinde yemek yiyememe gibi bir sorunsalım da mevcut. Kedi olan her evde kedi kılını muhakkak önüme konab yemekte bulurum. Ya istemediğim için hep çekiyorum ya da büyük bir sıkıntı var. Çözemedim.
princess
çocuk sahibi olmadan anne/baba olmak

"bir kedicik satın aldım ve besliyorum" cümlesinden rahatsız olmayı gerektirir. terk edilmiş, bakıma ve ilgiye muhtaç olan çok sayıda sokak hayvanı varken gidip satın almaya kesinlikle karşıyım. bunla birlikte, asıl sorun yaratan nokta hayvanı evinizde barındırıp yeterince ilgi göstermemeniz ya da bakımını iyi yapmamanızdır ki bu da ona fark etmeden işkence yaptığınız anlamına gelir.

ayrıca, kediyi sahiplenmeden önce iyi bir şekilde araştırma yapmak gerekir. sahiplenmeyi düşünmeye bir şekilde başlayanlar için: https://www.evdekedivar.com/blogs/evdekedivar/29629377-ilk-defa-kedi-sahiplenecek-kisiler-icin-evde-kedi-bakimi
monster degree
Ailenin bir ferdi olarak ev yaşamını bir kedi ile sürdürmeye karar vermek.

Av olmaya aday hamsterlarımın yanlarına bir adet avcı sahiplenmeyi düşünüyorum bu aralar. Sonra da sosyal medyada 'kedi ile farenin akılalmaz dostluğu' başlıklı videolar falan paylaşırım herhalde.

Şaka bir yana, hayvan sevgisi denen şeyin ucunun bucağının olmadığını bir süredir iyiden iyiye anlıyorum. Keşke etrafımda yüzlerce yapmacık insan samimiyetsizliği yerine sadece şapşal hayvanlar görsem.