evdeki boş bira şişeleri

nalbantyani bezirgan
biriktirmenin de, atmanın da ayrı anlamı olan şişelerdir.
Alt metinsiz, tembellik temelli nedenlerle birikmez bira şişeleri...
Ev pis olur, dağınık olur. Bunlar tembellik, öğrenci evciliğidir diyebilirsiniz. Ama boş içki şişesi biriktirmek günlük tutmak gibidir.
Ne içtiğini, ne kadar içtiğini çetele tutar gibi tutmak değil de şişe biriktirmek; ne olduğunu, kim olduğunu, nasıl olduğunu hatırlamaktır aslında.
dolu şişeler alınıp boşaldıkça, boşlara yenisi eklendikçe kişi de kendinde ne olur bittiğini görür sanki orda. Neyin boşaldığını, kimden eksilip kime eklendiğini falan işte...

Atma kararını almak da öyle bir anda olmaz. Hani böyle anlık bir toz görünce "ulan şu evi de bi temizleyim" gibi bir karar değildir bu şişe atma meselesi.
ilk boş şişeyi koyduğun andan düşünmeye başlarsın içten içe. daha ilk şişede hayal edersin yenilerinin eklendiğini ve peteğin üstünün şişelerle dolup taştığını. Hayalden çok bilirsin aslında, görürsün..

Sonra bir gün bazı şeyler doldukça dolar, artık boşaltıcak yer kalmamıştır ne kalbinde ne de petekte.
o zaman eline siyah çöp poşeti alır girişirsin umut temizliğine.
godisnowhere
greenpeace üyesi ve vejetaryen çevre duyarlısı insanlarla yaşadığım için atılmayan şişelerdir.

yok kağıtlar bir poşete, plastikler bir poşete, camlar bi poşete. tamam ses çıkartmıyorum ama bu yaklaşım bana faşistçe geliyor. çöp eve döndü amk evi.

hayvan gibi bulaşık birikti lavaboda. piçliğine hiçbirisini yıkamıyorum. faşizme karşı omuz omuza ulan !

çevreye duyarlı olup süt içmeyip, et yemeyip sürekli sebze yemek ile çevre duyarlısı ve barış yanlısı olunmuyor.

deli gibi sigara içiliyor evde ve ben rahatsız oluyorum. ev bok gibi sigara kokuyor. bağıra bağıra konuşuluyor.

ya bu çelişkili yaşamlar dünyanın her yerinde aynı.

insanların bu fanatizmi öldürüyor beni.

saçma sapan ideolojilerinizi sikeyim.