evlenilecek kadında aranacak özellikler

al pha x
buraya zeki olması, espiritüel olması, alfa olması diyenlere laflar hazırlamadım. onlara geçmiş olsun öncelikle.

sizinle birlikte olana kadar, ya da sizinle sevgili olmuş olana kadar çok sevgili ya da eş değiştirmiş olmaması. tabiri caizse değmesin ellerimiz modunda bir kadın olması. şimdi bunu ''bakire kadın arayan piç erkek'' maskesini takınarak yazdığımı düşünebilirsiniz. amma velakin öyle değil işte.

öncelikle şu kavrama bir bakalım;
(bkz:oksitosin)

oksitosin kadın cinsinde orgazmı tetikleyen bir hormondur. aşk hormonu diyeni de vardır. doğum sırasında ve süt vermesürecinde de salgılanan bu hormon bir annenin çocuğuna karşı hissettiği karşılıksız/koşulsuz sevginin de kaynağı sayılabilir. hatta ''ana gibi yar olmaz'' sözünün doğruluğunu da kanıtlayabilir. neyse.

dediğim gibi oksitosin, orgazmı tetikleyen bir hormon. peki bu kavramın ''evlenilecek kadın'' ile alakası ne?

şu an tamamiyle kafadan atıyorum. 100 erkekle cinsel birleşme yaşamış bir kadını düşünelim adı merveolsun ve 5 erkekle cinsel birleşme yaşamış bir kadını düşünelim adı gamzeolsun.

şimdi, mantıken şunu diyebiliriz ki, 100 erkekle cinsel birleşme yaşan merve, oran sebebince 5 erkekle cinsel birleşme yaşayan gamzeye göre olasılıksal olarak oksitosin seviyesini yüksek salgılatmış bir partnerle birlikte olma ihtimali daha yüksektir.

1 piyango bileti alırken kazanma ihtimali 0.1 ise, 10 piyango bileti alınca kazanma ihtimali 1.0 olur. sayı arttıkça kazanma olasılığı artar. mantık bunu işaret eder, kezbanlar ne der bilmiyorum. konumuz da değil zaten. neyse.

peki oksitosin seviyesini yüksek salgılatmış bir erkekle birlikte olmuş bir kadınla neden evlenilmez?

Bir kadın birlikte olduğu 100 erkek içinden sadece oksitosin seviyesini yüksek seviyede yaşatmış o bir tek erkekle birlikte olmuş bile olsa, hatta o erkek o kadına çok kötü davranmış da olsa, aldatmış da olsa 100 erkekle birlikte olup oksitosin seviyesini yükseğe çıkarmış bu erkekle kıyaslayacak her potansiyel partnerini. yatakta, sosyal ilişkilerde, birebir ilişkilerde, konuşurken gülerken bile. çünkü neden?

kadın bir defa kendi zirvesini tatmış, onu zirveye taşıyan kişiyi tanımış. o erkek bir defa aklında artık bir zeus, bir herkül, bir james bond. o erkek dışında kalan her erkek o kadın için ''yakışıklı değil ama sempatik'' kategorisinde bulunan erkeklerdir.

bu kadın evlendi diyelim. kocası ile arası gayet iyi. kocası bu kadına gayet de iyi davranıyor. anlayışla, sevgiyle, tutkuyla, sadakatle yaklaşıyor.

ancak kadın için bunların pek bir karşılığı yok. kadın geçmişte o zirveyi daha yukarı taşıyacak bir erkek arıyor. bulamayınca her şey kağıt üzerinde harikulade olsa dahi boş. gerçek tutkuyu arzuyu hissedemiyor kocasına, partnerine karşı.

sonuç olarak evlenilecek kadının mümkün olduğu kadar geçmişte birlikte olduğu partner sayısı az olmuş olan biri olması gerekiyor.

bu, birlikte olduğu erkeğin -mesela siz- seviyesinden yüksek seviyede bir erkekle birlikte olmuş, zaman geçirmiş bir kadınla da evlenilemeyeceğini gösteriyor doğrudan şekilde. çünkü oksitosin, cinsel birleşme ile salgılanmaz sadece. sadece sarılma ile bile salgılanabiliyor.

az partnere sahip olmuş bir kadının çok partnere sahip olmuş kadına kıyasla artısı nedir, faydası nerededir peki?

kadın tekelinde değil de sıradan bir insan bile geçmişini düşünürken, kötü hatıraları veya duyguları unutmaya meyillidir. oksitosin seviyesini zirveye taşımış erkeğin kötü özelliklerini unutmaya çalışan bir kadının gözünde o erkek eskiden nemrut bile olsa en azından artık bir zeus, bir james bond. yani gerçekte olduğundan daha iyi hatırlaması o nemrutu.

ancak bunu elbette ki dini argümanlarla temellendiremeyiz. en azından ben yapamam. yapılmasını da doğru bulmam. zira kendim gibi sayılı dinsiz gördüm. görebileceğiniz en imansız insanlardanım.
bu başlıktaki tüm entryleri gör