en liberalinden en müdahalecisine günümüzdeki herhangibir ekonomide faizi belirleyen piyasa koşullarıdır. eğer dünyanın kalanından tecrit kapalı bir ekonomi değilseniz. daha açık bir ifade ile ülke olarak asgari koşullara razı olup diğerlerinden borç almak zorunda değilseniz faiz konusunda dilediğiniz gibi davranma lüksüne sahip olursunuz. dünyayı yönettiğini sandığımız ülkelerin de bile merkez bankaları faizi belirlerken piyasa koşullarına göre davranırlar. piyasaya inat belirledikleri faiz oranlarında finansörlerin onlara borç vermeyeceklerini bilirler. nitekim türkiye cumhuriyeti merkez bankasının resmi faiz oranı yüzde sekiz (% 8) olmasına rağmen bu faiz oranıyla ne hazine yani devlet ne de özel sektörümüz borçlanabiliyor. sebebi de gayet basit. başta enflasyon ve katlanarak büyüyen borç miktarı. enflasyon yüzde on'un (% 10) üzerindeyken kimse bunun altında bir faiz oranıyla borç vermek istemez -ki zaten vermiyorlar.-
öyleyse bu koşullarda olan bir ekonominin faizleri indirmesi hiç mümkün değil. peki ne yapmalı faizlerin indirmek için? yapısal reformları acilen uygulamak. örneğin enflasyona neden olan şeyleri ortadan kaldırmak için ne pahasına olursa olsun yerli ve bağımsız üretimi teşvik etmek. keza teknolojik bağımlılığı asgari düzeye indirmek. peki hükümet ya da iktidar ne yapıyor? maalesef tam tersini. sonra vay efendim yüksek faiz enflasyonun sebebi. oysa yaşanan realite tam tersi. yani yüksek enflasyon faizlerin yükselmesine neden oluyor. iktidarın basiretsizliğini örtmek, gizlemek için enflasyona sebep olarak faizi göstermesi güneşi balçıkla sıvamaya çalışmaktan başka bir şey değil. tabiatıyla bu insanlara sürekli hatırlatılarak canlı tutulabilir ancak. muhalefetin bu ve benzer konularda insanlarımızı aydınlatabilmesi temennisiyle...