hani toplum nezdinde bilinen insanların ölüm haberleri geldiğinde içsel bir durum olarak, allah rahmet eylesin der ve geçeriz ya... merhum için öyle olmadı. ciddi ciddi üzmüştür. arkadaşım, yilanlarin öcü, üç arkadaş... o gülen kısık gözleri ve ağızında sigarası tüm filmlerinin olmazsa olmaziydi. tarık akan, salih güney ve yılmaz güney ile birlikte memleketin, nazarımda en başarılı 4 Jönünden birisiydi.
fikret Hakan anlatıyor: “Paralı Askerler adlı bir yabancı filmin bazı sahneleri İstanbul'da çekildi. 1970'te vizyona giren bu filmde Charles Bronson ve Tony Curtis oynuyorlardı. O filmin İstanbul sahnelerinde beni de oynattılar. Filmin yönetmeni Peter Collinson bana büyük ilgi gösterdi ve “Hollywood'a gel, şansın büyük olur” diyerek benimle mukavele yapmak istedi. Kabul etmedim. Tony Curtis, bir firmanın adresini verdi, kabul etmem için çok ısrar etti ama dinlemedim onu. Eğer bu olayı kabul etseydim şimdi çok başka noktada olurdum. Ama ne bilelim… Anadolu çocuğuyuz, cahiliz., ürkeğiz… Teptik bu büyük şansı… Gidip Amerika'da ne yaparız, ne ederiz. Kendimizi büyük sıkıntılara sokmayalım dedik. Daha sonra bana teklifte bulunan firmanın Omer Sherrif'le anlaştığını öğrendim. Biliyorsunuz bu arkadaş da kısa süre içinde dünya çapında bir oyuncu oldu. Ben olur muydum, bilmiyorum! Bazen bu şansı teptiğim için kendime kızıyorum.”