ekonomik ve sosyal bağlamda doğanın egemenliğinin yeterli olduğunu savlayan düşünce akımı. devletin ekonomik ve sosyal müdahalelerle doğal olanı bozduğunu ve böylece doğal işleyişinden mahrum olan ekonomik ve sosyal hayatın sınıflar arası kargaşalara, çekişmelere neden olduğu/olacağı düşünülür. zenginliğin asıl kaynağının doğa daha dar bir deyişle toprak olduğunu savlayan bu düşünce akımına göre tarımsal ve doğaya bağlı üretimler gerçek değer yaratır. diğer üretimler bunlara bağımlıdır. taşkömürü olmazsa treni yürütemezsin, demir ve su olmasa çelik olmazdı gibi tezleri vardır. nesiller boyu iyi beslenemeyen toplumlardaki insanların zekalarının da gelişemeyeceğini dolayısıyla gerçek refaha eremeyeceklerini düşünmeleri de bu görüşün başka bir felsefesidir.