ömrümüzün her çağında sürekli birileri kayıp gitmiştir hayatımızdan. hayatımızın tam ortasında kurulmuşken birden kaybolmuştur. giden bir bir yanar, kalan bir. kimseye mutluluk getirmez vedalar, bir vuslat ümidi bile insanı hayata bağlar.
kaybedince sevdiğinizi dünya başınıza yıkılıyor sanırsınız, üzülürsünüz, dövünürsünüz, ağlarsınız ama her şey daha sıcaktır, soğumaya başladığında her şey, gerçekler yolumuzu kesmeye başladığında aslında içimizdeki yıkımın daha da büyük olduğunu anlarız. bir kere daha ve çok daha sert ve çok daha can yakan bir hüzün kaplar insanı. düşünürüz sonra bırakmak mı zor, bırakılmak mı? ne fark eder bir şekilde ayrıldı ya yollar kim suçlu ne önemi var. ömrümüzün son baharı tek başınalığın sancısıyla olancasına mahsun geçeçek gibi; ama artık yapacak bir şey yok, gemi limandan kalkalı çok olmuş.
''dönülmez akşamın ufkundayım vakit çok geç,
bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç.''