insanlar kendilerine hedef koyarak hayal kuruyorlar. iş konusunda hayaller, tatil emeklilik, çocuk, ev yaşam bla bla.. gerçek dünya içinde tasavvurlar oluşup duruyor. tamam da hayat küstah yani.. biz planlar yaparken o bildiğini okuyor. plan dedim şimdi de evet yani hayalleri planlara ipotek ediyorlar. olmuyor işte.. o . hayale artık hedef demek daha doğru. ulaşıldığında mutluluk hissi geliyor mu ? yani ben zannetmiyorum şunu elde ettim de mutluyum diyebilecek çok fazla kişi olduğunu gerçekten hissederek. oraya ulaşmak bile bu kadar yavan, gerçekliğin içindeki hayallerde. süreç var. neden insanlar süreci küçümsüyor? süreç, yolculuk çok tatlıdır aslında. o hayal kurduğu yere ulaşamasa bile süreçten zevk alsa aslında mutlu olacak biraz. ki hayallere boğmasa da olur kendini gerçeklikte. basit kilometre taşları olsa da yeter. arasında güzel yolculuklar var. bunun dışında hayali bambaşka bir evrende de kurabilir. mesela Sen ve ben bu dünya dışında farklı mekan ve zamanlarda kendimizce yeni hayaller yaratamaz mıyız ? elbette..
insanlar sevdikleri ile hayal kurarken bile bu dünyaya bağlı kalıyorlar. adam diyor ki kadına; şunu bunu yaparım senin için. tamam da hayal işte onu duymak o anda hoş geliyor. elbette gerçek olamama ihtimali var. ki genelde gerçekleşmiyor. zaten romantizm dedikleri bu olsa gerek. ben diyorum olayı başka boyuta taşımalı. ferhat şirin modundan çıkıp yeri gelir anime tadında hayaller kurmalı. hem zararsız hem de acayip tatmin edici..
bambaşka dünyaları düşünemez mi insan ? orada koltuktan uzaklaştığımızı, gökkuşağının bittiği yerde cüceleri dolandırıp altınlarını aldığımızı ve sonra ne bileyim orta çağın sefaletine bir nebze çare olduğumuzu düşünmek!?
gibi gibi..
yapılır yani.