makedonya hanedanından Genç Basileios başlangıçta Konstantinopolis sarayına otoritesini kabul ettirmenin yanı sıra Anadolulu iki güçlü ailenin temsilcileri olan Bardas Skleros ile Bardas Phokas'ın isyanıyla başa çıkmak zorunda kalır, imparator, Phokas'ı yatıştırabilmek için kız kardeşi Anna'yı Kiev Prensi Vladimir'le evlendirmek zorunda kalır ve prens hem kayınbiraderine yardımcı olmayı hem de muhafızlarıyla birlikte vaftiz olmayı kabul eder. İç meseleler bu şekilde halledildikten sonra II. Basileios Bulgarlara karşı uzun bir savaş başlatır ve savaşın sonunda hem silah üstünlüğüyle hem de Bulgar yönetici kadrolarının bir kısmının Bizans devlet sistemine dahil edilmesiyle kazanılan nihai zafer sonucunda, Bizans sınırı yüzyıllar sonra yeniden Tuna'ya ulaşır. Bundan sonra imparator Kafkasya'da ve özellikle Ermenistan'da büyük başarılar elde eder; öte yandan 1022 yılında Anadolu'da yine Phokas ailesinden bir üyenin liderlik ettiği bir isyanı bastırmak zorunda kalır. Bu olaylardan kaynaklanan bir azimle Anadolu'nun dynatoilerine karşı hem yasa çıkarır hem de harekete geçer, büyük toprak sahipleri haline gelmelerini, allelengyon adı verilen bir vergi yoluyla engellemeye çalışır ve aristokrat aileler arasında evlilik bağlarının oluşmasını engeller. Geçmiş tarih yazımı tarafından Herakleios'tan sonraki en büyük Bizans imparatoru sayılan ve Boulgaroktonos adı verilen II. Basileios, günümüzde daha ılımlı bir şekilde değerlendirilmektedir. Balkanlar'da ve Kafkaslar'da gerçekleştirdiği büyük fetihler, imparatorluğu göçebe halklardan ayırmakta önemli bir tampon rolü oynayan küçük devletlerin de ortadan kalkmasını gerektirir ve Anadolu aristokrasisine uygulanan zulüm de Bizans toplumsal sistemi içerisinde bir dengesizliğe yol açar. Öte yandan imparatorluğun II. Basileios'un yönetiminde elde ettiği kudret sayesinde sınırlar neredeyse 40 yıl boyunca aynı kalır, hatta bir miktar daha genişleme görülür.