tahta çıktığında 33 yaşındaydı kayda değer bir eğitim ve tecrübe edinmişti. küçük alman prensliği anhalt-zerbst'te prenses olarak doğan geleceğin rusya imparatoriçesi alçak gönüllü ama kültürlü bir ortamda yetişti. anhalt-zerbst'teki saray 18. yüzyıl avrupa sarayları gibi güçlü bir şekilde fransız kültüründen etkilenmişti ve katerina da çocukluğundan itibaren fransızca kitaplar okumaya başlamıştı. 1744'te on beş yaşında holstein-gottorp'lu petro ile evlenmek üzere rusya'ya geldi ve kendisini rus hükümdarın eşi olmak üzere hazırladı.
1744 ile 1762 yılları arası katerina için zor geçti. petro berbat bir kocaydı ve alman prensesin imparatorluk sarayındaki pozisyonu haklı bir şekilde izole hatta kocasının keyfine tabi olarak tarif edilebilirdi. katerina'nın zorluklarına ek olarak annesinin büyük frederick'in ajanı olduğu keşfedilmiş ve rusya'dan ayrılmak zorunda kalmıştı. ancak müstakbel imparatoriçe sarayda sadece hayatta kalmaktan daha fazlasını başardı. petro'yla evlenmek için ortodoks olmaya ek olarak rus dilini ve edebiyatını iyi bir şekilde öğrenmeye ve yeni ülkesiyle ilgili bilgi elde etmeye girişti. aynı zamanda voltaire, montesquieu ve diğer filozofların yazılarına da ilgi gösteriyordu, daha önceki fransız edebiyatı temeli ile buna hazırdı. görüldüğü gibi büyük katerina'nın aydınlanma'ya olan ilgisi saltanatının önemli bir yönünü oluşturacaktı. genç prenses kendini yeni çevresine becerikli bir şekilde adapte etti, arkadaşlar edindi ve saray çevrelerinde bir ölçüye kadar yakınlık ve popülerlik kazandı. masumiyet ve uysallık numarası yaparken entrika ve planlara katılmış ancak izlerini dikkatli bir şekilde kapatmıştı; ta ki 1762 yaz ortasında kocasının devrilmesine ve ardından ölerek kendisini imparatoriçe ıı. katerina yapan başarılı darbeye kadar.
büyük katerina'nın kişiliği ve karakteri daha sonraki yorumcular gibi pek çok çağdaşını etkiledi. imparatoriçe üstün bir zekaya, doğal bir yönetme becerisine, olağanüstü bir gerçekçiliğe, harcayacak enerjiye ve demir bir iradeye sahipti. kararlılığının yanında cesaret ve iyimserlik de vardı. katerina bütün engelleri geçebileceğini inanıyordu ve pek çok kez de haklı çıktı. özdenetim, karar ve propaganda becerisi, erkekleri ve durumları kendi arzularına göre akıllı bir şekilde idare etme becerisi is bu olağanüstü hükümdarın ek değerleriydi. kendisibi besleyen şeyin tutku olduğunu söylemişti. eğer bu tutku sadece tacı ele geçirmek, savaşta zafer elde etmek ya da filozoflardan övgü almak olarak anlaşılmadığı ama her şeyde mükemmel olmak ve her şeyi kontrolü altına almak konusunda ısrarlı bir güdü olarak anlaşıldığı takdirde tarihçi buna katılır. çünkü büyük petro zamanından bu yana ilk defa rusya gece gündüz çalışan, büyük küçük her konuya kişisel dikkat gösteren bir hükümdara sahip olmuştu.
1744 ile 1762 yılları arası katerina için zor geçti. petro berbat bir kocaydı ve alman prensesin imparatorluk sarayındaki pozisyonu haklı bir şekilde izole hatta kocasının keyfine tabi olarak tarif edilebilirdi. katerina'nın zorluklarına ek olarak annesinin büyük frederick'in ajanı olduğu keşfedilmiş ve rusya'dan ayrılmak zorunda kalmıştı. ancak müstakbel imparatoriçe sarayda sadece hayatta kalmaktan daha fazlasını başardı. petro'yla evlenmek için ortodoks olmaya ek olarak rus dilini ve edebiyatını iyi bir şekilde öğrenmeye ve yeni ülkesiyle ilgili bilgi elde etmeye girişti. aynı zamanda voltaire, montesquieu ve diğer filozofların yazılarına da ilgi gösteriyordu, daha önceki fransız edebiyatı temeli ile buna hazırdı. görüldüğü gibi büyük katerina'nın aydınlanma'ya olan ilgisi saltanatının önemli bir yönünü oluşturacaktı. genç prenses kendini yeni çevresine becerikli bir şekilde adapte etti, arkadaşlar edindi ve saray çevrelerinde bir ölçüye kadar yakınlık ve popülerlik kazandı. masumiyet ve uysallık numarası yaparken entrika ve planlara katılmış ancak izlerini dikkatli bir şekilde kapatmıştı; ta ki 1762 yaz ortasında kocasının devrilmesine ve ardından ölerek kendisini imparatoriçe ıı. katerina yapan başarılı darbeye kadar.
büyük katerina'nın kişiliği ve karakteri daha sonraki yorumcular gibi pek çok çağdaşını etkiledi. imparatoriçe üstün bir zekaya, doğal bir yönetme becerisine, olağanüstü bir gerçekçiliğe, harcayacak enerjiye ve demir bir iradeye sahipti. kararlılığının yanında cesaret ve iyimserlik de vardı. katerina bütün engelleri geçebileceğini inanıyordu ve pek çok kez de haklı çıktı. özdenetim, karar ve propaganda becerisi, erkekleri ve durumları kendi arzularına göre akıllı bir şekilde idare etme becerisi is bu olağanüstü hükümdarın ek değerleriydi. kendisibi besleyen şeyin tutku olduğunu söylemişti. eğer bu tutku sadece tacı ele geçirmek, savaşta zafer elde etmek ya da filozoflardan övgü almak olarak anlaşılmadığı ama her şeyde mükemmel olmak ve her şeyi kontrolü altına almak konusunda ısrarlı bir güdü olarak anlaşıldığı takdirde tarihçi buna katılır. çünkü büyük petro zamanından bu yana ilk defa rusya gece gündüz çalışan, büyük küçük her konuya kişisel dikkat gösteren bir hükümdara sahip olmuştu.