inanç

hamlet
Acayip bir güç. Bir aralar iki sezon falan izleyip bıraktığım vikings adlı diziye netflix sayesinde tekrar baştan başladım. Dizinin anlatmaya çalıştığı mekan ve tarihte odin, thor, freyr vb. İskaninav mitiolojisindeki tanrılara inanıyorlar (doğal olarak).

Dinler üzerine uzun uzadıya düşünmüşlüğüm olmuştur elbet ama şimdi yaş da ilerleyince insanın daha da bir gözüne çarpıyor belki de, bir sürü tanrıya inanıyorlar, inançları gereği dokuz senede bir her türden dokuz adet kurban veriyorlar tanrılarına. İnsan da dahil olmak üzere. Bu inançları uğuruna gerçekleştirdikleri bir sürü ritüellerden sadece bir tanesi. Şimdi herkes bu tanrıların gerçek olmadığını adı gibi biliyor. Nereden biliyorlarsa... Hayır madem bilinebilecek bir şey, onca insan neden inanmayı tercih etti? Bu başka bir konu. Fakat biliyor herkes. Yani yoldan çevirip kime sorsan, odin diye bir tanrının var olmadığını söyleyecektir kendinden emin bir şekilde. E peki madem odin denilen tanrının var olmadığına kanaat getirmek bu kadar kolay, sen odin'e inanan binlerce viking'ten daha bilgesin ve odin diye bir tanrının var olmadığını anlayabilecek kadar açık görüşlüsün. Niçin başka bir tanrıya inandığın vakit, onun var olmadığını söyleyenlere kulak asmıyor da odin'e inandıkları için aşağıladığın vikingler konumuna yerleştiriyorsun kendini? Çünkü senin inandığın tanrının var olmadığı ispatlanmadı. Çünkü sen o bütün diğer tanrıların var olmadığını kendine gerçek anlamda ispatladın ancak bir tanesinin hakkından gelemiyorsun...

Aslında burada tek tanrıya inanan ya da popüler dinlere inanan insanları eleştirmeye çalışmıyorum. Herhangi bir şeyin doğruluğuna ya da yanlışlığına inanmanın hiçbir zaman hiçbir şekilde hiçbir yerde birbirinden farklı olmayacağını anlatmaya çalışıyorum. Mesela on senelik eşinizin sizi aldatmayacağına inanmakla, allah'a inanmak arasında zerre kadar fark yok. İnanmanızı sağlayan şeyler ve inanmamanızı sağlayan şeyler var. Bilginin yokluğunda kimse götünden bir şey uydurmak zorunda değilken nedense bunu yapıyor ve inanmayı tercih ediyoruz. Bir şeyi ya biliyorsundur ya bilmiyorsundur. Niçin inanmayı tercih ediyoruz anlamıyorum.
neptune
dinler literatüründe çok sık geçtiği için, sadece dinsel bir terim olarak algılanır. oysa inanç salt din kavramı üzerinden açıklanabilecek bir kavram değildir. nitekim tdk'nın güncel sözlüğündeki ilk tanımlaması "bir düşünceye gönülden bağlı bulunma" şeklindedir.

bu açıklamadan yola çıkarsak; herhangi bir düşünceye gönülden bağlı olmak duygusu, insanın doğasında var mıdır sorusu ? öncelikli olarak yanıtlanması gereken sorudur. şahsım için bu sorunun cevabı evettir. ama evrim sürecini göz önüne alırsak, sadece homo sapiens sapiens (modern insan) diye adlandırdığımız tür için geçerlidir. zira çevresinde olup bitenlere, "isim verme yetisi" dahası onlara "anlam yüklemesi", zekasına bağlı olarak, sadece bu türe ait bir özelliktir. dolayısıyla inanç insana ait bir kavramdır. ve tıpkı diğer tüm kavramlar gibi insan tarafından yaratılmıştır.