bir gün şehirler arası yoluculuk yapıyorum. hemen çaprazımda japon bir çift var. onların arkasında da türk bir kadın ve bebesi. bizim japon çiftten erkek olanı yolculuk boyunca pek konuşmadı. kafasını yasladı, gözlerini kapadı. arada uyanıp dışarı baktı, sonra tekrar uyudu. ama çekik gözlü hanım ablamız yolculuk boyunca arkasındaki bebekle ilgilendi. ama nasıl ilgi. hayatında ilk defa bebek görmüş gibi. sürekli olarak tatlı muziplikler yaparak bebeği güldürmeye çalışmalar, dayanamayıp bebeği kucağına almalar, öpmelere doyamyıp arka arkaya fotoğraf çekmeler... bizim bebe biberonu arka arkaya dört beş defa yere attı. uzak doğulu ablada en ufak bir kızgınlık belirtisi yok. kızgınlığı geçtim, usanmadan her seferinde biberonu yerden alıp, annesine teslim etti. yolculuk boyunca heyecanlı bakışlarını eksik etmedi.
genel olarak bir ırka karşı nefretim ya da aşırı sevgim yoktur ama orada japon'ların ne kadar sevgi dolu ve tahammül eşiği yüksek bir millet olduklarını anladım. gerçi çocukluğu tsubasa ve pokemon izleyerek geçen adamlar, japon'lara niye bir sempati duymasın ki?