marie de france

khemri
Marie de France ortaçağda Batının en önemli ve en gizemli kadın yazarlarından birinin metinlerine attığı imzadır. Kıta Avrupa 'sın dan gelmesine rağmen lngiltere'nin Plantagenet saray çevresinin ada gerçekliklerine bağlı görünen bu yazar hakkında çok az belge vardır ve tarihi kimliği bile belirsizdir. Marie de France, hem seküler konularda yerel dilde kısa bir anlatım eseri hem de Aisopos'un fabllannın en eski Fransızca derlemesini ve en etkileyici öte dünya yolculuklanndan birini yazan ilk kadındır.

Marie'nin adı, 12. yüzyılın ikinci yansında Eski Fransızca yazılmış üç eserde imza olarak yer alır: On iki laiden oluşan bir derleme, espurgatoire seint patriz ve bir Fables derlemesi. yazar bu son eserin bir satırında şöyle der: ume numerai per remembrance Marie ai nun, si sui de France Ortaçağın az sayıda kadın yazarından ve yerel dildeki edebiyat alanında en iyi yazarlarından biri olan Marie de France'ın kimliği ve hayatı hakkında fazla bilgi sahibi değiliz; her ne kadar yazarın kimliğinin tespit edilmesi için çeşitli önerilerde bulunanlar olduysa da, bu önerilerin hiçbiri az veya çok inandırıcılığa sahip savlardan öteye geçememektedir. Yazarla ilgili bilinenler, kültürlü bir kadın olduğu, çeşitli dilleri anladığı adının Marie olduğu ve kendi dediği üzere, Fransa dışında ve büyük ihtimalle Plantagenet döneminde İngiltere'de, il. Henry'nin çok dilli ve uygar saray çevresinde yaşamasına veya geçici olarak orada yazı yazmasına rağmen, kökeninin ve kültürel aidiyetinin kıtadan kaynaklandığıyla sınırlıdır. Sakson başrahibe, Azize Aethelthryth of Ely'nin hayatına adanmış olan Vie de seinte Audree adındaki şiir de son yıllarda Marie de France'a atfedilmeye başlanmıştır, çünkü bu eserde de benzer bir imza yer alır ; Ici escris mon nom Marie / Pur ce ke soie remembree.

Marie de France'ın kimliğiyle ilgili ortaya atılan çeşitli savlara gelince Holmes'e göre yazar, Geoffrey of Monmouth'un Historia
Regum Britanniae eserinin adandığı birinci kişi olan IV. Galeran de Meulan'ın kızı Marie de Meulan'dır. Ancak Galeran'ın tek kızının adının Isabelle olduğu ve II. Galeran'ın marie de Meulan adında bir kızının olduğu ve 1 000 yılı civarında yaşadığı, dolayısıyla arşiv belgelerinde yapılan bir hatanın bu karışıklığa neden olduğu anlaşılmaktadır. Marie de France'ın kimliğiyle ilgili bir öneride bulunan Ezio Levi'ye göre yazar tarihsel açıdan yine pek tanınmayan bir kişi olan Reading başrahibesi Mary olabilir; Fox ise II. Henry'nin üvey kız kardeşi, Ostilli Hanedanından Shaftesbury başrahibesi Marie'ye işaret eder. Knapton tarafından öne sürülen bir başka iddiaya göre yazar, Boulogne kontesi Marie de Blois, yani İngiltere kralı stephanus ile Matilde de Boulogne'un 1125 yılı civarında doğan ve daha sonra Romsey manastırının başrahibesi olan kızıdır. Ancak bu savların hiçbiri tamamıyla inandırıcı değildir ve sağlam temellere dayanmaz. Son yıllarda yazarın Canterbury'nin 1170 yılında öldürülen ünlü başpiskoposu Thomas Becket'in 1167'de Fransa'ya sürgüne gönderilen ve ağabeyinin öldürülmesinden iki yıl sonra, 1173 yılının baharında Essex'de Barkin Manastırının başrahibeliğine atanan kız kardeşi Marie Becket olduğu öne sürülmüştür. İlgi çekici olmakla beraber bu sav da kesin belgelere dayanmaz ve Becket'in edebi faaliyetler sürdürdüğüne dair, dolaylı da olsa herhangi bir tanık yoktur.

metinlerde Marie'nin eserlerine doğrudan üç atıf vardır. Birincisi erken döneme aittir. Bury Saint Edmund Manastırından İngiliz rahip Denis Pyramus, Vie de seint Edmund le rei'de Zais yazmış olan ve onları yazarken hakikatten uzaklaşan bir Dame Marie'den söz eder. Diğer iki atıf Fables'la ilgili olup daha geç tarihe ait Couronnement de Renard'da ve Evangile auxfemmes'da bulunur, ancak bu eserlerin Marie de Compiegne tarafından yazıldığı belirtilir.

Marie'nin on iki laisi bir kadın tarafından seküler konularda ve yerel dilde yazılmış ilk modern anlatım eseridir. Sekiz heceli, kafiyeli beyitler, yani aynı dönemin romanslarının vezin biçiminde yazılmış olan bu kısa öyküler, kahramanlıklarla dolu harika ve zarif aşk hikayelerine adanmıştır. Bu olağanüstü ve hayali macera ve aşk öyküleri, aşkın psikolojik etkilerinin ve etik yönlerinin incelendiği seküler bir derleme niteliğindedir. Lais hiç şüphesiz Marie'nin en önemli eseridir; 1160- 1170 civarında yazıldıkları öne sürülür ve ön söze göre, sonradan II. Henry Plantagenet olduğuna karar verilen asil bir krala adanmışlardır. Lais'in hepsinin yanı sıra önsözü de içeren tek elyazması, Londra'da, British Library'de bulunan Harley 978'dir. günümüze ulaşan diğer elyazmalarından bazıları tek bir öykü, bir tanesi üç öykü, bir tanesi de dokuz öykü içerir. Laisin kendi aralarındaki kronolojisini ve ilk olarak ne zaman yayıldıklarını tespit etmek zordur. Marie eserlerinin mutlak anlamda özgün olduğuna inanır: Birçok kişi Latince eserleri yerel dile tercüme etmeye uğraşmıştır, "mais ne me fust guaires de pris: / itant s'en sunt altres entremis! I Des lais pensai, k'ofs aveie Marie'nin bu burada sözünü ettiği şey, Breton arp çalgıcılarının müzik eşliğinde anlattığı öykülerdir; bu öyküler Marie'nin elinde sadece okuma amaçlı kısa öykülere dönüşür. Öykülerinde perilerin olağanüstü dünyası ile feodal dönemle "zarif aşk" edebiyatının en önemli niteliklerini birleştiren Marie, bazıları hayali olan olaylar dizisini örmekte büyük ustalık gösterir; zengin çeşitlilikte karakterler, duygusal nüanslar ve incelikli psikolojik yorumlarla da öyküler bazen lirik olabilen, muğlak ve büyülü ortamlara konumlandırılmış olur. "Breton geleneğinin içeriği" adı verilen Kelt kaynaklarının yanı sıra Marie, Ovidius başta olmak üzere klasik yazarlara ve çağdaşı olan Anglo-Norman edebiyatına Brut, Roman de Thebes, Eneas, Roman de Tristan'ın bir versiyonu ve o dönemin Latin dilindeki yeniliklerinden salisburyli John'un Metalogicon'u aşina olduğunu da belli eder.
Bu eserlerin temel özelliklerinden biri, önsözün başından itibaren ilan edilen ve hem klasik dönemin toposunu hem de İncil'in ve Paulus'un toposunu çağrıştıran açık seçik bir plandır: Ki Deus as dune escfence / e de parler bone eloquence / n 'en s'en deit taisir ne celer, / ainz se deit voluntiers mustrer daha sonra, zamanın geçmiş dönemlerin metinlerine kazandırdığı anlaşılmazlıktan dolayı modem insanların gloser la letre / e de lur sen le surplus metre ihtiyacından söz edilir ve tefsirin bu algısında felsefe alanındaki integumentum kavramına atıfta bulunduğu sezilir. En önemli tema olan hatırlanma ve unutulma, yerel dilde yazan yazarlar için geçmişte anlatılan şeylerin ve kendi eserlerinin hatırlanması gerekliliği, başka yazarlar tarafından da paylaşılan bir temadır, ama Marie'nin eserlerinin tamamında bu fikre sürekli olarak atıfta bulunulur.

Marie'nin Lais eseri çok rağbet görür ve yerel dildeki öyküler için temel sağlar ama o kadarla da kalmaz, çünkü eserlerine Roman de Renart'ta, hatta Thomas'ın Roman de Tristan eserinde açıkça atıfta bulunulur. lais ingilizcenin yanı sıra Norveççeye o kadar erken tercüme edilir ki, bu tercümeye Norveç kralı IV. Hakon Hakonarson için elyazmasındaki versiyondan yapılan tercüme Strengleikar adını taşır.