Arapçası mecaz olan kavramın sözcük olarak etimolojisi eski yunancaya dayanıyor. Peki ya Uzak Asya'dan dört nala gelip
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
bu coğrafyaya gelen bizlerin mecaz mucazla hiç işi olmamış mı da konuyla alakadar bir sözcüğümüz yok. Hadi diyelim biz at üstünde avare avare dolaşıp ellerin memleketini soyup soğana çevirerek günü kurtarma telaşıyla sanatla haşır neşir olamadığımızdan bir kedimiz bile olmamış. Ya bin yıllardır orada çakılı kalan çinliler, hintliler gibi halklarında konuyla ilgiieri hiç olmamış. Oysa ki pek sever dilbilimciler dillerini sanksritçe ile ilişkilendirmeyi. Hint avrupa bir tarafa, ural altay bir yana ve arada kaynayan aramca, sümerce, arapça, ibranice gibi onlarca dil. oh ne ala mualla.
Neyse uzatmayayım, hiç mi hç sevmediğim, sevemediğim sözcüklerden biri. Ne ki bunun gibi sözcükleri gördüğümde duyduğumda hissizleşirken hassaslaşıyorum da.
Mecaz anlamına geldiğini söylemiş miydim.
Metaformuş peeeehhhh