Aziz Justinus ve Adversus baereses adlı çok önemli bir metin yazmış olan İzmir asıllı Lion piskoposu Aziz Irenaeus gibi saygın yazarlar tarafından mahkûm edilmiş olmasına rağmen Markion'un tezleri yine de bu yeni dinin kutsal metinler açısından temellerinin belirlenmesinin önemini savunur. Özellikle doğudaki kiliselerin büyük rol oynadığı Hristiyanlık doktrininin oluşma süreci, yavaş, olaylarla dolu ve az belgelenmiş bir süreçtir. Apolojist çürütmeler ve sinodlar tarafından mahkûmiyet yoluyla sapkınlıklara karşı yürütülen mücadele bu sürecin en temel aşamalarını oluşturur; ne yazık ki bu sürecin en eski döneminden geriye hiçbir akit, tutanak veya tanıklığın izi kalmamıştır. Muratori Kanonu adı verilen ve Yeni Ahit metininin taslağını içeren belge II. yüzyılın ikinci yarısına aittir. Bu belgenin Roma Kilisesi'nin bir üyesi olan isimsiz yazarı, kitapları bir sınıflandırmaya tâbi tutar; Luka, Matta, Markos ve Yuhanna'nın İndileri evrensel olarak kutsal sayılır ve ayinler sırasında okunur; Petrus'un Vahiy'i gibi kitaplar evrensel olarak kabul görmez, ama çeşitli kiliselerde okunur. Erma Çobanı gibi kitaplar kişisel olarak okunabilse de peygamberlerin kitapları arasında yer almaz. Bir de, Basilides veya Markion'un kitapları gibi sapkın olduğu için reddedilmesi gereken metinler vardır. Caesarea piskoposu Eusebius da buna benzer bir sınıflandırma yapsa da Yuhanna'nın Vahiy'ini, evrensel olarak kabul gören kitaplara karşıt olan kitaplar arasına yerleştirir.