Buradan kendisine açık mektup;
sevgili penis kardeşim.
23 yıldır hastalıkta sağlıkta benimleydin.. balta girmemiş ormanlarda da benimleydin, kızgın ve pürüzsüz bir kumsalda da birlikteydik.
seninle büyüdüm, sen de benim sayemde büyüdün. eheh.
ancak özellikle bir konu var ki sana söylemem gereken, çok uzun bir süredir çokca kafamı kurcalıyor..
sana en ihtiyaç duyduğum anlarda neden ölü balık rolü yapıyorsun kardeşim? sönük balon misali boynunu büküp yatıyorsun, buna mukabil en gereksiz anlarda mesela otobüste başına buyruk hareket ediyorsun?
Ben senin buyruğun altında yaşamak zorunda mıyım? Ne zaman “sahip çiş” dedin de lavaboya götürmedim seni? Ne zaman “abi hava almam lazım” dedin de duşa sokmadım gecenin kör saatinde?
Azıcık vefa ya.
biraz empati kardeşim, lütfen.