ve praksiteles, tanrımızın bize verdiği en muhteşem heykeltraş.
onun yaptığı heykeli, romalı plinius, 'dünyanın en güzel heykeli' ilan etmişti. praksiteles, atinalı bir heykeltraştı.
bir gün ressam bir arkadaşıyla datça yakınlarındaki knidos'ta bir akşam vakti, sahilin kuytu bir yerinde içkisini içip sanattan konuşuyordu.
tepedeki manastırdan rahibelerin indiğini gördüler.
rahibeler sahile gelip elbiseleriyle denize girdiler, biraz serinlemek için.
aralarından yalnızca biri çırılçıplak soyundu.
genç kadının vücudunu gören praksiteles hemen o anda o vücudun heykelini yapmadan yaşayamayacağını hissetti.
ertesi gün manastıra gidip başrahibeden genç rahibenin heykelini yapmak için izin istedi. 'biz karışmayız' dedi başrahibe, 'kendisine bir sorun, kabul ederse heykelini yapabilirsiniz.'
heyecanlı heykeltraş, genç rahibeyi çıplak heykeli için poz vermeye ikna etti.
heykeli yaparken kızın hikâyesini de öğrendi.
genç kız, bir adamı öldürmüştü.
mahkeme genç kızı ölüme mahkum etmişti.
yargıçlar idam kararını okudukları sırada, genç kızın artık yapılacak hiçbir şey kalmadığını gören avukatı birden ortaya fırlamış, genç kızın yanına gidip, üstündeki elbiseleri yırtıp, kızın çıplak bedenini yargıçlara göstermişti:
'bu memeleri yok etmeye razı olacak mısınız?'
genç kızın memelerini gören yargıçlar yeniden toplantıya çekilmişler ve o güzel memelere kıyamadıkları için idam kararını değiştirip kızı bir manastırda yaşamaya mahkum etmişlerdi.
praksiteles, 'hayat kurtaran' o vücudun heykelini yaptı.
adını, 'knidos afroditi' koydu.”
işte kimileri bu yazıyı yazıyor, kimileri hayat kurtaran vücutların heykelini yapıyor, kimileri de ne o yazıyla, ne o heykelle ilgileniyor, sadece o yazıyı yazana, o heykeli yapana düşman oluyor.
hayat bir seçim.
neye kızıp, neyi sevdiğin, yaptığın bu tercih, aslında senin kim olduğunu ve nasıl yaşayacağını, hayatla ne tür bir ilişki kuracağını, hayatın neresinde duracağını, duygularının ve algılarının derinliğini, sanatla ve geçmişle ilişkini belirliyor.
bazen tek bir cümleyi ya da yazıyı pusula yaparak çizdiğin rota, hayatının gideceği yönü gösteriyor.
ahmet altan
(ee tabii ki yok daha memeler)
onun yaptığı heykeli, romalı plinius, 'dünyanın en güzel heykeli' ilan etmişti. praksiteles, atinalı bir heykeltraştı.
bir gün ressam bir arkadaşıyla datça yakınlarındaki knidos'ta bir akşam vakti, sahilin kuytu bir yerinde içkisini içip sanattan konuşuyordu.
tepedeki manastırdan rahibelerin indiğini gördüler.
rahibeler sahile gelip elbiseleriyle denize girdiler, biraz serinlemek için.
aralarından yalnızca biri çırılçıplak soyundu.
genç kadının vücudunu gören praksiteles hemen o anda o vücudun heykelini yapmadan yaşayamayacağını hissetti.
ertesi gün manastıra gidip başrahibeden genç rahibenin heykelini yapmak için izin istedi. 'biz karışmayız' dedi başrahibe, 'kendisine bir sorun, kabul ederse heykelini yapabilirsiniz.'
heyecanlı heykeltraş, genç rahibeyi çıplak heykeli için poz vermeye ikna etti.
heykeli yaparken kızın hikâyesini de öğrendi.
genç kız, bir adamı öldürmüştü.
mahkeme genç kızı ölüme mahkum etmişti.
yargıçlar idam kararını okudukları sırada, genç kızın artık yapılacak hiçbir şey kalmadığını gören avukatı birden ortaya fırlamış, genç kızın yanına gidip, üstündeki elbiseleri yırtıp, kızın çıplak bedenini yargıçlara göstermişti:
'bu memeleri yok etmeye razı olacak mısınız?'
genç kızın memelerini gören yargıçlar yeniden toplantıya çekilmişler ve o güzel memelere kıyamadıkları için idam kararını değiştirip kızı bir manastırda yaşamaya mahkum etmişlerdi.
praksiteles, 'hayat kurtaran' o vücudun heykelini yaptı.
adını, 'knidos afroditi' koydu.”
işte kimileri bu yazıyı yazıyor, kimileri hayat kurtaran vücutların heykelini yapıyor, kimileri de ne o yazıyla, ne o heykelle ilgileniyor, sadece o yazıyı yazana, o heykeli yapana düşman oluyor.
hayat bir seçim.
neye kızıp, neyi sevdiğin, yaptığın bu tercih, aslında senin kim olduğunu ve nasıl yaşayacağını, hayatla ne tür bir ilişki kuracağını, hayatın neresinde duracağını, duygularının ve algılarının derinliğini, sanatla ve geçmişle ilişkini belirliyor.
bazen tek bir cümleyi ya da yazıyı pusula yaparak çizdiğin rota, hayatının gideceği yönü gösteriyor.
ahmet altan
(ee tabii ki yok daha memeler)