üst not: bu girdi yüksek miktarda spoiler içerir.
1994 yapımı quentin tarantino imzası taşıyan kült film. geçen yıllardan birinde izledim fakat tam olarak hatırlamıyorum. neyse geçelim filme...
bilmem kaçıncı kere izlediğim film kendi seyrinde çok güzel bir şekilde aktı gitti diyebilirim. 1994' de cannes film festivali' nde de en iyi film ödülü olan altın palmiye ödülü' nü de kapan pulp fiction' ın senaryosu da quentin tarantino ile birlikte roger avary' e ait.
pulp fiction, başlarda birbirinden bağımsız gibi görünen ama birbiriyle ''sıçmak'' temelinde kesişen kesitlerden oluşan bir film.
birbirlerine aşık olan iki soyguncu pumpkin ve yolanda bu sefer farklı bir yeri, bir kafeyi soymak isterler. film böyle başlar ve sonrasında, marsellus wallace'u (patronları) dolandırmaya çalışan bir genç grubundan intikam almak için görünen jules ve vincentçıkar ortaya. bu arada jules ve vincent birer gangster ve profesyonel katildir. bu kesitten sonra, butch çıkar sahneye, marsellus wallace (patron) ile bir şike anlaşması yapar. maçta yenilmesi için para alır. marsellus wallace' dan. fakat butch bunu kendine yediremez ve maçı alır. kaçar. sonra mia çıkar ortaya. patron marsellus wallace' un şuh bakışlı karısıdır mia. kışkırtıcı, karmakarışık ve güzel bir kadındır. mia, marsellus wallace' un isteği üzerine vincent ile bir akşam dışarı çıkar. mia'yı gezdirmesini ister vincent' tan.
filme dair, vincent*'ın eroin kullandığı sahne ve marvin'i suratından vurma sahnesini hiç unutamam. tabii jules'un ezekiel 25 17'yi okuduğu ilk sahne de unutamayacağım bir sahneydi.
(bkz:vincent we happy)
(bkz:i shot marvin the face)
(bkz:i am pretty fucking far from okay)