İki yıl olmuş dinleyeli... İlk dinlediğim günü çok iyi hatırlıyorum. Gece, evimdeki lamba patlak, ışık olsun diye tüplü televizyonumu açmışım. Dolapta iki gün önceden kalmış bayat bir ekler var, onu çıkarıp yiyorum. Yer sofrası serip... Muhtemel bu saatlerdir. O salonda. Belki 100 kere dinlemişimdir.
Evim 5. Kattaydı ve kuzey cephesindeydi. Şaka yapmıyorum, ısınmak için balkona çıkardım...
Ulan bu şarkı çok başkadır benim için lan. Bilmiyorum hep yalnız yaşamakla bağdaşmış kafamda. O ahşap sokak kapısı, çürük ahşap parkeler, dökülen tavan sıvası, kemik donduran soğuk... Televizyonun hemen çaprazındaki 5 litrelik hayat su şişesi... Yer minderleri, gri ve aşırı rahatsız koltuk....
Ve şu an yaşadığım hayat şartları kat be kat daha yüksekken o evi hâlâ özlemek... Evet sanırım bu şarkı benim için bu...