muhteşem bir cemal süreya şiiridir. bir çok yerinde geçen ankara mekanları şiirde beni her yerimden sarar. sevdiğiniz bir şiirde sevip özlediğiniz bir kent geçiyor ve sizi her yerinizden sarıyorsa yaralarınızdan oluk oluk kan akar şekilde bir his yaşamanız normaldir. bir yarayı sanatla tedavinin henüz anestezi teknikleri bulunamadı. acınız yaralarınızın sağlıklı cerrahi pansumanından gelmektedir. daha hızlı iyileşeceğiz hepimiz. daha güzel iyileşeceğiz.
muhteşem bir cemal süreya şiiridir;
bende tarçın sende ıhlamur kokusu
yürürüz başkentin sokaklarında
bir nehir şu tutuk konuşan cumartesi
üstünde iki yonga: çarşamba, bir de cuma
ayrılık lafları etme sevgilim
önümüz temmuz önümüz ağustos nasıl olsa
kolkola yürüyoruz tek tük öpüşüyoruz
sonra ayrılıyoruz korkuyoruz da
kimi zaman neden kalabalığın içinde duruyoruz da
kimi zaman bir köşe arıyoruz en sapa
işimiz mi yok, şu akay'a sapalım istersen
istersen garson girelim ilkyazın gazinosuna
börekçi! diye bağır istersen şurda
kısmet çıkar -sanırım- emek'te oturan kıza
abiler! abiler! diye bir şey satayım ben
mendilim kalmamış kağıt peçete yok mu çantanda?
üç peseta gibi bir paraya dondurma yemiştim
madrid'te yemiştim, ve çatılardan kanguru akıyordu
londra'da
seversin mi beni, doğru söyle ama? - sigara?
ne eflatun etin var, yanarca mı yanarca
inan selimiye'nin minareleri gibisin
her seferinde başka yoldan çıkılır nirvanaya
muhteşem bir cemal süreya şiiridir;
bende tarçın sende ıhlamur kokusu
yürürüz başkentin sokaklarında
bir nehir şu tutuk konuşan cumartesi
üstünde iki yonga: çarşamba, bir de cuma
ayrılık lafları etme sevgilim
önümüz temmuz önümüz ağustos nasıl olsa
kolkola yürüyoruz tek tük öpüşüyoruz
sonra ayrılıyoruz korkuyoruz da
kimi zaman neden kalabalığın içinde duruyoruz da
kimi zaman bir köşe arıyoruz en sapa
işimiz mi yok, şu akay'a sapalım istersen
istersen garson girelim ilkyazın gazinosuna
börekçi! diye bağır istersen şurda
kısmet çıkar -sanırım- emek'te oturan kıza
abiler! abiler! diye bir şey satayım ben
mendilim kalmamış kağıt peçete yok mu çantanda?
üç peseta gibi bir paraya dondurma yemiştim
madrid'te yemiştim, ve çatılardan kanguru akıyordu
londra'da
seversin mi beni, doğru söyle ama? - sigara?
ne eflatun etin var, yanarca mı yanarca
inan selimiye'nin minareleri gibisin
her seferinde başka yoldan çıkılır nirvanaya