artık iyice bana uzay yolculuklarını animsatmaya başlayan yer değişimi.
yalan yok hayatımda hiç uzay yolculuğu yapmadım lakin eğer yapmış olsaydım bunu tamamen otobüs yolculuğuna benzetirdim. tek koltuk otobüs yolculuklarında, cam kenarından hep o bizlerden fersah fersah uzaklardaki 8-10 derma çatma evdeki insanlar ne yapar ne eder nasıl yaşarlar? hep bir merak içerisindeyim. koca koca binaların içinde değil 24 saatin, 40 saatin bile yetmediği bir gün de bu çok uzak yerlerdeki insanlarin, naif olduğunu düşündüğüm hayatları çok garip geliyor. hani uzay yolculuğunda da mekigin içinde bir cam olsa ve dışarı izlesem, aynı soruyu koca galaksinin en kuytu köşesindeki yalnız yıldızlar içinde söyleyip, onlara el sallamak en büyük ideallerimden biri olabilirmiş aslinda.
rahmetli tayfun talipoğlu ve usta nuri bilge ceylan'a da selam olsun bu arada.