sigarayı bırakmak, aslında neden sigara içildiği sorusunu kendimize sorarak başlattığımız gayri resmi bir süreçtir. derinlemesine bir analiz veya irdeleme gerektirmeyen bir konudur esasen, yapılması gereken tek şey mantıklı sorulara, kaçamak cevaplar vermemek.
bir sigara tiryakisini düşünelim. ona ”sigara içmek seni öldürür, 55. yaşını görmeden ölürsün, ciğerlerin kömür oluyor.” dendiğinde, yapacağı ilk iş bir sigara yakmak olacaktır. çünkü bu gerçekle yüzleşmek onu strese yöneltir doğal olarak. o yüzden, bir tiryakiyi gereksiz şekilde korkutarak sigarayı bıraktırabileceğinizi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. üstelik onun zekasına da hakaret etmiş oluyorsunuz. çünkü o zaten sigaranın zararlarının farkında.
bu, bir mahkuma nutuk çekmek gibi bir şey. ona doğru yolu, doğru üslupla göstermek yerine, kendi öznel düşüncelerini söylemek gibidir. hiçbir yararı olmadığı gibi, zararı vardır.
sigara tiryakileri sigarayı bırakması gerektiğini bilir, nefesinin ve elbiselerinin koktuğunu, yıkanıp çıktıktan sonra sarıldığı bornozun ve üstüne giydiği kıyafetlerin bile koktuğunu bilir. dünyanın en pahalı parfümünü de sıksa 2 saat sonra sadece sigara kokacağını bilir. parmaklarının ve dişlerinin sararacağını, üstelik bunun için para verdiğini de bilir. ancak yine de içmeye devam ederler, sigarasız yaşamayacaklarını düşünürler.
şunu unutmayalım, sigara içmek bir tercih ya da seçim değildir, bir bağımlılıktır. şuna cevap verelim;
sigaraya başlamayı ne zaman seçtiniz? devam etmeyi de seçtiniz mi? ya da şöyle soralım;
elleriniz titreyip başınız sigarasızlıktan ağrıdığında sigara içmeyi tercih mi edersiniz, yoksa o an içmeniz bir mecburiyet midir?
sigara içenlerin büyük kısmı 'içmiyor olmayı tercih ederdim' der, yani sigara içmek, kendi seçimleri değildir. sigara içmek seçme özgürlüğünü elinizden alır. evet, sigara içmenin seçim olduğu zamanlar da oldu, mesela ilk sigaranız gibi. ancak ilk sigaradan sonra içilen bütün sigaralar seçim dışıdır.
sigarayı neden hala içiyorsunuz ve neden bırakamıyorsunuz sorusuna hızlıca geri dönelim.
sigara içenler, sigaraya yükledikleri anlamlar sebebince sigarayı bırakmak istemiyor ya da sigaranın zararlarını farklı bahanelerle göz ardı ediyor.
sigarayı bırakınca bir dostu, bir arkadaşı bırakacağınızı düşünüyorsunuz. sigaranın bir destek olduğuna inanıyorsunuz. sigarayı bırakmayı denediğinizde ise başaramayacağınızı, mutsuz olacağınızı biliyorsunuz. o yüzden korkuyorsunuz. bunların sebebi, sigara neredeyse kendinizi bildiğinizden beri bilinçaltı pazarlama teknikleri ile yıllardır, rahatlatan, mutluluk veren, stresten uzaklaştıran bir ürünmüşçesine gözlerimizin önünde olması. öyle bir şeymiş gibi gösterilmesi. televizyonda, sinemada, gazetelerde, radyoda, hemen her yerde.
neredeyse kendimizi bildiğimizden beri, hayatın zorlukları ve stresleri karşısında sigaranın eşi benzeri olmayan bir dost, bir destek olduğuna inandırılıyoruz. bilinçaltımız, pazarlama teknikleri ve toplumsal imaj sahibi kişilerin de yardımıyla, kontrol ediliyor.
sigarayı bırakmakla bırakmamak arasında iki zıt şey yatar. bir tanesi, sigarayı bırakırsam zorluklarla nasıl baş edeceğim nasıl dikkatimi toplayacağım ve o dostu kaybedeceğim korkusu, diğer tarafta ise, pis, iğrenç olan bir şeyin yani sigaranın maddi ve manevi sömürüsü altında olma korkusu.
aslında bu iki korkunun da sebebi çok basit bir şekilde 'sigara içmek' tir. sigara içmeyenler bu korkuları yaşamaz, özgür olmanın en büyük kazanımlarından biri de bu bitmeyen savaşı kazanmış olmaktır. çünkü onlar için ortada bir savaş yoktur.
sigara içme nedenlerinin hepsinin bir yanılsama, yanılgı olduğu anlaşıldığında, nikotin tuzağı da anlaşılır. ne nikotin sakızlarına, nikotin bantlarına, elektronik sigaralara, ne de meditasyonlara gerek vardır aslında. sadece mantıklı bir şekilde düşünmek, hayatınızı kurtaracak. sigara içmeyince moraliniz bozulmayacağı gibi, aksine daha da sosyalleşecek, hayatı daha derinlemesine ve tadını çıkartarak yaşayacaksınız.
kaynak: http://www.dedirten.com/sigarayi-birakmak/