sözde bilim

indolentexistence
gasteci velet dedi ki: 'burası bilgi yuvası' Bilgi de bilimden geçer. Madem öyle. Önceliğimizi bilime verelim dedim ve size Bilim (Science )ve Sözdebilim (Pseudoscience) arasındaki farkı anlatan bunu da destekleyen kitaptan bahsedelim ve görüşümüzü yazalım.

Sezgi, sağduyu ve sahte haberlerin genellikle bilimsel kanıtlara tercih edildiği ve sözdebilimin sıklıkla geçerli bilim olarak sunulduğu bir post-truth (nesnel hakikatlerin belirli bir konu üzerinde kamuoyunu belirlemede duygulardan ve kişisel kanaatlerden daha az etkili olması durumu), anti-entelektüel dünyada yaşıyoruz. Hakikatin var olduğunu ve aramaya değer olduğunu varsayarsak, bu araştırmada bilim bizim en güvenilir aracımız ise , sözdebilimi nasıl tanımlayabiliriz ve etkin bir şekilde nasıl mücadele edebiliriz?

Yazarları Allison B. Kaufman ve James C. Kaufman, Pseudoscience: The Conspiracy Science adlı kitabı okuma fırsatım olmuşken burayada kitapla ilgili incelememden bir kesit aktarmak isterim. Kısaca, sözdebilime yönelten bilişsel önyargılar, yalan söylem bilgisi, geniş kabulünün nedenlerini, toplumumuzu nasıl tehlikeye soktuğunu, nasıl fark edileceğini ve etkisini nasıl azaltabileceğimizi inceleyen paha biçilmez bir kitap.

Kitap, sahte haberlere ve kullanışlı bir referansa karşı mükemmel bir panzehir. Bunlarla zaman harcamak kolay değil, ama kesinlikle çabaya değer.
indolentexistence
Bilim bizi gerçeğe götürebiliyor mu?

Nietzsche bilimin de sınırları olduğunu farkeden bir filozof. Şöyle ki, bilim dünyayoı açıkladığını söylüyordu, oysa Nietzsche'ye göre sadece tanımlıyordu. Örnek verelim; bilim ateşin nasıl yandığını açıklayabilir: yanıcı bir maddenin oksijen ile ekzotermik kombinasyonu. Bu nasılını açıklıyor ama nedenini göstermiyor. Neden ateş tam da olduğu gibi var? Bilim dünyayı en küçük parçasına kadar açıklasa bile bunun arkasındaki nedenler konusunda hala bilgisiziz. 'Tanrı öldü' sözüyle tanınan bir filozofun din lehine bilimi eleştirmeyeceği gayet açık. Ancak şu ikilemin farkına varmıştı:Din anlam sorusunun cevabına ulaşabiliyordu ama bilimin başarıları bu tür inançları şüpheye düşürüyordu. Bilim bu boşalan alanı doldurmaya çalışıyor ama başaramıyor. Nietzsche diyor ki: bilimin nihai gayelere uygun izanı yoktur. Ona göre sorun, birçok insanın bu sınırı farketmemesi ve bu sebeple bilimi tanrısız çağın objektif değeri olarak görüp tıpkı bir din gibi ona tapınmalarıdır.

Televizyonu açın ve bilimin nasıl bir öğretiye dönüştüğünü görün. 'Bu bilimsel bir gerçek.' 'Bilim tarafından kanıtlanmıştır' Nietzsche bizi sadece eleştiren düşünceye değil; bir adım daha ileri gitmeye cesaretlendirmiştir. Bilginin kendisine karşı eleştirel düşünmeye. Dediği gibi ' insanoğlu bilgiye hizmet etmemelidir! Bilgi insanoğluna hizmet etmelidir.'