tarz

ontolojik sancilarimin merhemi
somut bir şeylerin toplamı olarak, bir tür aşırı vurgu. bir sorunun dış çizgilerinin, sorunu görünmez kılacak denli kalınlaştırılması. ayakları, kafası ve göbek deliği olan, içi boş bir memnuniyetsizliğin dolgu malzemesi.

bir yağmur ormanının tanrının unuttuğu bir köşesinde mızıkamı çalarken aniden benim melodilerime davetsizce uyum sağlayan başka bir ses duyarsam öncelikle kaşlarım çatılır. böyle bir karşılaşmanın doğurduğu ilkel izlenim, onu yok etmeye yönelik olmak zorundadır (zaten geriye kalan ardıl bütün tepkileri, bu ilk -sahici- tepkiyi örtmek üzere üretirim). tarzlar birbirine benzediğinde kılıçlar çekilir; ancak o kılıçlar birbirleriyle hiç buluşmazlar -bunun yerine sahiplerini kesip doğrarlar.
ihtiras limani
zevkin formülize edilmiş hali bir nevi. soyut çıktılarda görülen tutarlılık üzerinedir. ne kadar yüksek bilinmeyenli denklemlerde sonuçta tutarlılığa gidebilirseniz o kadar ince bir tarzınız olur.