durmadan dudağının ortasının kanaması gibidir. geçti sanırsın, elini her attığında eline kan gelir. krem felan sürersin geçer diye geçmez. yara olur, kabuk bağlar. fakat sen görmezsin. bu sefer birileri sana ''dudağın kanıyor' der. elini atarsın yine kan. sigaranın izmaritinde kan, bardağın ağzında kan, çekirdek kabuğunda kan, kazağının yakasında kan...içimde yüzlerce acı, hayal kırıklığı, umutsuzluk, bitkinlik, yorgunluk var. eksilmiyorlar. ama ceketi giyip dışarı çıktığımda güçlüymüş gibi görünmeye çalışıyorum. onlarla gülüyor, onlarla konuşuyorum. zorla oyunculuk yapıyorum şu dünyada. güçsüzsem güçsüz gibi görünmek istiyorum ama o bile benim elimde değil. benim elimde olan hiçbir şey yok. ''3 günlük dünya nolsa'' dememek için elimden geleni yapıyorum, çatışıyorum bu kabullenmişlikle. bitme ve tükenme noktasındayım. yarın, öteki gün ya da önümüzdeki ay çıkışa geçeceğim, kendimi bundan daha iyi hissedeceğim felan gelmiyor aklıma. düşünmüyorum. umrumda değil. fonda alpaydan fabrika kızı çalar, cebimde 20 lira, masanın üzerinde 5 dal sigaram kalmışken neden bu kadar güçlü görünmek zorundayım?