Ben bu konuda biraz köşeli düşünüyorum, katılırsınız katılmazsınız. Türkiye son yıllarda özellikle siyasetçilerin söylev tarzları, üslupları sayesinde halk arasında siyasi görüşler ve ideolojiler üzerine bir bölünme yaşadı, yaşıyor.
Şu anda Türkiye'de apolitik yurttaşlarda dahil olmak üzere sol görüşlüler, sosyalistler, demokratlar ve kemalistler bir tarafta, faşistler ve muhafazakar ve akp yandaşı yuttaşlar bir tarafta. Bu durum iş hayatı dışında sosyal yaşamda insanların ideolojilerine olan bağlılıkları ve sosyal çevrelerini oluştururken ki özgürlükleri sınırında kendisini gösteriyor. iş hayatında ise bir "idare etme" durumu hakim. Çünkü hakim ideoloji ne ise insan kalabalıklarının bir anlamda çıkarları için ona tutunma refleksi var, bu maddi olur, mesleki olur başka türlü olur. Bu insanlarla çalışan muhaliflerde bir idare etme veya rengini belli etmeme halindeler.
Bence bu tam bir bölünmedir. Bölünme illaki sınırların değişmesi ve yönetimin ele geçirilmesi şeklinde olmayabilir. Bazen kalabalıklara, güçlü hatip özelliklerinizle öyle ötekileştirici ayrıştırıcı şeyler söyler ve bunu onlara inandırırsınız ki, geçim derdinde canı burnunda olan milyonlarca insan bir anda alt komşsusuna karşı düşmanlık beslemeye başlar. İşte ülke tam bunun sınırında bir bölünme halinde bence.