yaşam sancısı

ontolojik sancilarimin merhemi
sancı artar ve azalır, geçtiği sanıldığı anda en şiddetlice gelir ve vurur. kimsenin şahit olmadığı acılar, insan ruhunda geçmeyen sancılara neden olur. küçük yaşta babasını kaybeden çocuğun içinde baba sevgisi bir sancıya dönüşür, annesi gözlerinin öününde kurşuna dizilen bir bosnalı genç kızın yaşam sancısı ölene dek sürecektir, bunu hiçbir mutluluk dindiremez çünkü, mutlulukların sancılara merhem olma gücü yoktur. yaşam sancısı tam tuttum denildiğinde en mutlu anı, gelip yüreğinizi delip geçen bir çift sözdür. o sözler belki kırmak için bile söylenmez sizi, ama gelir, tam yaranızın olduğu yere dokunur. ipleri kopartır ve başıboş bırakır. kimileri için sancı bir diş ağrısıdır, ilacı alır geçer, ya da çektirir. doğum sancısı da olabilir, geçmeyecek sanılır ama bebeğin ilk ağlamasıyla silinir gider. geçmeyen yaşam sancısının izleri çok daha derinlerdedir. sağır eder, kör eder, mutsuzluğun salıncağında en gerideyken bir anda en ileriye atar insanı, şimdi mutlu olacağım derken yine geriye.. bir döngüdür bu sancı..