izmir'in kızları ve kumrusundan sonraki en güzel şeyi. İçi çikolata dolu poğaça. (Ya da hamur, artık ne derseniz)
Sokakta yaşayan kedi. Sokakta yaşaması sebebiyle hinterlandı daha geniş olan bu canlı türü, ev kedisinden daha fazla dokunduğu, yaladığı, sürttüğü, işediği ve de sevdiği canlı/cansız nesnelere karşı koruyucu bir duruş sergileyebilir. Yeri gelir bölgesinde köpek yaşatmaz sevimli pez.. öhm... serseriler. Sokak kedilerini sevelim, sevdirelim.
Az buçuk dünyayı görmüş hiçkimsenin “dünyanın en güzel şehri” olarak adlandırmayacağı şehir. Boğaz, güzel doğa, adalar çok güzel evet. Yunan, roma, bizans, osmanlı, çok güzel evet... ama bir şehri güzel yapan şey insanlarıdır, kültürüdür, yaşam kolaylığıdır. Bunu anlamamakta direnen insanlar da var... elin oğlu deli mi gitsin çölün dibindeki los angeles'ta yaşasın? Ya da soğuğu ayrı dert, sıcağı ayrı dert new york'ta? Kurumak bilmeyen londra'da? Vesaire vesaire... her şeyden önce gencine, yaşlısına güzel imkanlar sunmalı şehir, ortada kalan yaş grubu zaten maddi şartları sağladıktan sonra hayatını istediği yerde yaşayabiliyor... özetle, kağıt üzerinde güzelsin istanbul... keşke daha yaşanabilir olsan.
the simpsons'da bart'ın en yakın arkadaşı. Sümsüktür, korkaktır ama gelgelelim lisa'ya da deli gibi aşıktır. Hiç açılamaz, o ayrı. Bi' de anasıyla babası birbirinin peruklu/peruksuz halidir. matt groening çizerken yorulup da, “ehh bunlar da böyle oluversin işte!” demiş gibidir.