sürekli gündemde olacaktır, çünkü 'yeni' sürekli olacaktır. beraberinde, 'yeni nesil yaldır yaldır geliyor' 'yeni nesil yükseliyor' tarzı cümleler fazlaca bayağı. öyle bir topallıyorlar ki, yüzlerinden akıyor bu sekme işi. acıyorum, haddim olmasa da. akranlarım da nisbeten, 'yeni' sayılır 'eski' olma yolunda emin adımlarla yürüyedurmak şöyle dursun.
fakat kafa yapısının oluşması sürecinde, o kendilik, bilinç inşaası sürecinde öyle sakat faktörler var ki, öncelikle ailede başlayan ve koca bir ömrü etkileyecek olan, üzülmemek, insanın haddine olmsa da hi müdahele etmek istemek elde değil.
(bkz:evlilik endeksli mutluluk)
örneğin, mutluluğu, evlilik endeksli bir yapı olarak gören insanların, çocuklarının, hayattan alabileceği maksimum fayda, iktisadi boyutundan psikolojik boyutuna kadar oran 0'a sürekli yakın olacaktır veya hep, bu yönde eğilim gösterecektir.
ortalama bir türk yaşlısı ile veya bir akraba sohbetinde geçen cümleler, yaş aralıklarına göre yalnızca ve genellikle şunlardır:
''okul nasıl gidiyor?'' (hiçbir yere çıkmaz sorulardan seçmeler)
''matematik nasıl?'' (kötü de olsa yardım edemeyecek insan sorusu)
''askerlik ne zaman'' (laf olsun torba dolsun)
''kaçıncı sene?'' (yaşıyoruz gönlümüzce, üzdün bizi muharrem ince)
''senin bölümün neydi?'' (leeeet the sun shineeeee, leet the sun shiineee)
''kpss'ye girdin mi?'' ( biz napıyoruz ki, kendimize gelelim lütfen)
''evlilik var mı?'' (belediyeden sevişmek için alınan yazlı izin belgesini kastediyor)
''çocuk ne zaman?'' (yatak odasındaki komidinin dekora, hormonlara olan katkısından dem vuruyor olabilir)
''2. çocuk ne zaman?'' (jesus christ it's jason bourne)
''çocuklar nasıl?'' (***)
hem uzattım hem saçmaladım, kısaca yeni nesil, dünki yeni nesilden hep daha şanssız olacaktır, şanslı olmasının yanı sıra, şanssızlığı göz dolduracaktır..