son girdisinin üzerinden aylar geçmiş, allah bilir bir ara zengin sözlüğün varlığını bile unutmuş, bir anlığına aklına gelip ''lan dur bir ya, gireyim öyle bir yer vardı hakkaten ya'' diyerek sözlüğe girmiş, cuma akşamı gecenin kör saati sözlüğü sakin görünce de yalama yapıştırma işlemine başlamış yazar cümlesi olabilir. birader ekşide bile bu saatlerde gündem başlıklarındaki girdi sayısı yarım saatte birer birer artıyor. milyonlarca okuru, on binlerce yazarı olan bir yer bir de ekşi.
sözlüğe katkı temelinde hiçbir faydası dokunmamış, sözlüğü daha iyi bir yer haline getirmek, yazmak, yazmaya teşvik etmek yerine içi boş argümanlarla ''sözlük bozdu yiaaa, biti yea, abi orası öldü yea'' gibi, her klasik sözümona yazarın eleştiri adı altında sıraladığı saçmalıklar da olabilir. hatta tecrübelerim sonucu kesinlikle budur diyebilirim.
sen yaz kardeşim o zaman, sen şenlendir ortamı, tutan mı var? illa ağzına mı verelim lokmayı? ellerin var, parmakların var, beynin var. bir akıllı sendin zaten. öyle bir şey yaz ki, eleştirine kimse bir şey diyemesin, alabileceğin küfür veya tepki, aldığın artıya yaptığın şova değsin. hem sözlüğün bittiği kararını bir insan tek başına nasıl verir anlamıyorum. ne kudret be baba. helal.
''sen misin bu semtin zaptiyesi?'' derler adama. ben demiyorum ama derler. ayrıca;
(bkz:karanlığa küfür edeceğine bir mum yak)
çok kıl oluyorum böyle içi bomboş ziyan cümleler kuran insanlara çok.