zengin sözlük yazarlarının tespitleri

ontolojik sancilarimin merhemi
Bence filozoflar halt yemişler. tutkuları yönlendirse şahane şekilde yaşayabilir insan. bir tek sanat konusunu doğru yönlerdirme olarak görmüşler. Bilmiyorlar ki insanın sevgilisine, sevdiğine yönelen tutku onunla var olan tutku ne kadar güzeldir. bir çok tutkuyu bir anda tüketip yıkıcı tutkuların içinde buluyorlar kendilerini sonra da tutku bitti diyorlar. Ildırar'ın bir yorumu vardı Almanya'da kaldığı zamanlarda ; bunlar bir şey yer içer gibi öpüşüyorlar diye. e şimdi günümüz modern insanı her şeyi olmadık yerde hızlıca tüketiyor. sabır yok. evlilikler tabii sonra berbat. evliliğe bir şey bırakmıyorlar ki.. bir çok paylaşımı çok hızlı şekilde yaşıyorlar. günün tamamına yakını beraber geçirmek uzun bir süreçte zarar veriyor. eskiden insanların tutkuları niye daha büyüktü ? ulaşılmazlıkla süsleniyordu, her şeye bir anda ulaşan birinin ve hemen tüketen birinin boşlukta kalması cidden şaşırtmıyor. tutkuların neden kaynaklandığını ve bu tutkuları nereye nasıl bağlayabileceğini ve nasıl yaşanacağını bilmiyorlar..

Aşk bir kaçış değil. insanın insana olan Aşkı varoluş içinde bir varoluş. dünya dışına, insan insanın içinde çıkamaz. çıksa bile bir yerden sonra o çıkışın asıl kaynağını görür. dünya dışına yolculukta o yolcuğu güzel hale getiren unsur, insana olan sevda. o kadar güzel ki bilene yörüngede kalmayı daha da kolaylaştırıyor, dengeliyor. günümüz insanın çok eksiği var. modern insan müslümanları dünyadan lezzet almamakla itham eder de asıl hazzı almayı bilmeyenin sadece hazlarda bile arayışlarla ömrünü tüketenin ta kendisi olduğunu bir türlü görmez. yaşamın içinde dünyadan kaçamamış, uzak kalamamış insanın dramı.. özüne dönüşü yani yabancılaşmayı tersine çevirmeyi bilmiyor ya hedonist bir yaşam ile ölümü ve sıkıntılarını unutmak istiyor ya da tehlikeli bir romantizm içinde kayboluyor..
bu başlıktaki tüm entryleri gör