Bahsi geçen olayla ilgili
Aziz Nesin'le yapılan röportajda şu ifadeleri kullanmıştır: “O adamları yakmak mı gerekir? Bakın. Bir delik bulmuşlar. Oradan kaçmaya çalışıyorlar. Karşıda sakallı, ellerinde sopalı adamlar. Kadınlar, sabahlara kadar oynayan küçük, genç ve güzel kızlar 'Biz yanıyoruz' diyorlar. '
Orospular yanın' diyerek karşı geliyorlar. Bunlar
Müslüman. Neyin
Müslüman'ı? Hiçbir
dinde böyle bir olay yoktur. Ve bunları mazur gören bir devlet adamı ve bakan bu dünyada yoktur. Bu bir alçaklık modelidir.
Türkiye'de bir ildeki bir otelin içinde mahsur kalmış 60-70 insanı devletin kurtaramaması çok ilginç bir olaydır. Bu utancı duymuyorlar. Bütün devlet adamlarına söylüyorum. '
Şeriat isteriz' diyen insanlara tahkikat
açtıklarını söylemeyip yazdırmıyorlar. Ama '
Aziz Nesin'in tahriki nedeniyle' diyorlar. Burada tahrik ön plana geçiyor. Orada yığınlarca insan 8,5 saat '
Şeriat isteriz' diye bağırdılar. Hiçbir bakan bunu dikkate almıyor. Arkadaşlar,
Türkiye bir felakete gitmektedir. Ben bunu başıma bu olaylar geldi diye ilk kez söylemiyorum. Ben bunu yıllardır yazıyorum. Son kez de içimde bulunduğum, mensubu olduğum gazetede her gün baş makalede yazıyorum. Bu yığın '
Şeriat isteriz' diye bağırıyor. Ve devlet sesini çıkarmıyor. '
Aziz Nesin suçludur' diyor. Bu açık açık söylüyorum ki alçaklıktır. Bunu yazın, beni mahkûm etsinler. Bu adamlar için sözcüklerde hangisi layıksa onları söylemeniz gerekir.
Basın olarak sizler de sorumlusunuz ve suçlu olacaksınız. Devlet adamı da, hükûmet adamı da, bakanı da, başbakanı da, cumhurbaşkanına da inandınız. Hepsi bu olayla ilgili yalan söyledi. Burada dikkat edilecek en önemli nokta, 'İslamlık istiyoruz. Şeriat istiyoruz' diye 8,5 saat gırtlakları patlayana kadar bağıran insanlardır.