algıda seçicilik
gecenin kör karanlığında tuvaletin yolunu bulamam ama yerde yürüyen minicik böceği görebiliyorum da duyabiliyorum da. minicik ayakları var demeyin, parkelerin üzerinde ayaklarını yere sürte sürte yürür gibi ses çıkarıyor işte.
kastedilen bu olsa gerek.
google'a sorunca verdiği tanım; "Algıda seçicilik, insanın algı sürecinde etkili olduğu kabul edilmiş psikolojik bir kavramdır. Çevrede bulunan uyarıcılardan, olaylardan ya da nesnelerden bir ya da birkaçına dikkati yöneltmektir."
kastedilen bu olsa gerek.
google'a sorunca verdiği tanım; "Algıda seçicilik, insanın algı sürecinde etkili olduğu kabul edilmiş psikolojik bir kavramdır. Çevrede bulunan uyarıcılardan, olaylardan ya da nesnelerden bir ya da birkaçına dikkati yöneltmektir."
''kişinin daha önce yaşadığı deneyimlerinin, ön yargıların, rüyaların ve benzer duygulanımların o anki algılama düzeyinde etkili olduğunu ifade eder.''
mesela x marka bir araba aldığınızda, trafikteyken gözünüz sadece x marka arabaları seçer, bilinçli bir hareket değildir bu algınız o arabalara yönlendirir sizi.
daha insani bir örnek verelim. ben en çok kolum kırıldığında fark ettim bunu, sokakta ne kadar kolundan özürlü, sakat ya da kolu kırık varsa gözüme çarpıyordu. sanki herkesin kolu problemliymiş gibi geliyordu.
bu tür algıların şöyle iyi bir tarafı var ki empati yeteneğiniz artıyor. kolunuz ya da bacağınız yaralandığında ve uzuvlarınızı bir süre bile kullanamadığınızda, bütün ömrünü o şeklide yaşamak zorunda olanları daha iyi anlıyorsunuz. hoş daha iyi anlayınca ne oluyor diyebilir birileri onlara da hak veriyorum, yine gidip saçma sapan şeylere kızıp halimize şükretmeyi unutuyoruz.
mesela x marka bir araba aldığınızda, trafikteyken gözünüz sadece x marka arabaları seçer, bilinçli bir hareket değildir bu algınız o arabalara yönlendirir sizi.
daha insani bir örnek verelim. ben en çok kolum kırıldığında fark ettim bunu, sokakta ne kadar kolundan özürlü, sakat ya da kolu kırık varsa gözüme çarpıyordu. sanki herkesin kolu problemliymiş gibi geliyordu.
bu tür algıların şöyle iyi bir tarafı var ki empati yeteneğiniz artıyor. kolunuz ya da bacağınız yaralandığında ve uzuvlarınızı bir süre bile kullanamadığınızda, bütün ömrünü o şeklide yaşamak zorunda olanları daha iyi anlıyorsunuz. hoş daha iyi anlayınca ne oluyor diyebilir birileri onlara da hak veriyorum, yine gidip saçma sapan şeylere kızıp halimize şükretmeyi unutuyoruz.